Siz genç insanlarsınız ve gençler, daima kendi yollarını kendileri bulurlar. | Open Subtitles | أنتم شباب ممتلؤون حيوية و الشباب دائماً ما يعثرون على طريقهم |
Ama saklayamazsanız sizi bulurlar ve yalnız kalırsınız. | Open Subtitles | ولكن إن لم تستطيعي فسوف يعثرون عليكِ وستكوني وحدك. |
- Dışarı çıkarsanız sizi bulurlar ve sizden yararlanırlar. | Open Subtitles | إذا ذهبت إلى الخارج فسوف يعثرون عليك وسيفكرون في استخدام لك |
Bir deniz tarağı bulduklarında güçlü ve kaslı ağızlarıyla kabuğundan etini çıkartırlar. | Open Subtitles | حين يعثرون عليها يمتصون اللحم من داخل الصدفة بأفواههم ذات العضلات القوية |
bulduklarında da, gerçeğe ulaştıklarını sanıyorlar. | Open Subtitles | وعندما يعثرون على هذا، يظنون بأنهم عثروا على الحقيقة. |
O yüzden çocuğunu kontrol etmekte çok iyi olan birini buluyorlar. | Open Subtitles | لذا، يعثرون على شخص جيّداً ليحكم السيطرة على أبنائهم. |
Colosseum mezunlarının % 82 si mezuniyetten sonra bir yıl içinde iş buluyorlar. | Open Subtitles | 82٪ من خريجي الكولوسيوم يعثرون على عمل خلال سنة التخرج |
Polis şehrin çıkışlarını tuttu. Onu bulacaklardır. | Open Subtitles | قامت الشرطة وفريق الحماية من الخطر بإغلاق المدينة سوف يعثرون عليه |
Sonra da internetten steroidleri bulurlar. | Open Subtitles | . . و ثمْ يعثرون على الإنترنت المنشطات . |
Eminim annem ve babam bir zamana kadar seni besler ve belki bir gün seni üçüncü karısı yapacak bir tarikat üyesi bulurlar. | Open Subtitles | أظن أن ذلك تصرف سليم واثق أن أبي وأمي سوف يحضرون لكِ بعض الطعام بين الحين والآخر وربما في يوم ما، سوف يعثرون على رجل من الطوائف الدينية بالأرياف |
Biz onu bulamadan, onlar seni bulurlar. | Open Subtitles | سوف يعثرون عليكِ قبل أن تعثري عليها |
Bizi orada bulurlar. | Open Subtitles | سوف يعثرون علينا |
İnan bana bir yolunu bulurlar. | Open Subtitles | صدّقني, سوف يعثرون على طريقة. |
Yok, iyi aileler bulurlar. | Open Subtitles | كلا، يعثرون على عائلات طيبة. |
Onları bulurlar, sonra? | Open Subtitles | سوف يعثرون عليهم، ماذا بعد؟ |
Endişelenmen gereken cesedimi bulduklarında sana ne yapacakları! | Open Subtitles | الذي يجدر بك حقاً أن تقلق بشأنه هو ما الذي سيحدث لك عندما يعثرون على جثماني |
Beni bulduklarında ellerim mosmor olacak ve parmaklarımı kesecekler! | Open Subtitles | عندما يعثرون علي ستكون يداي مزرقة ومن المحتمل ان يقوموا ببتر اصابعي |
Polisler babanı aramaya başlayacak ve onu bulduklarında da karşılarında sevgili bir baba görmeyecekler. | Open Subtitles | الشرطةُ ستأتي للبحث عن والدك وعندما يعثرون عليه, سوف لن يَرو أباً حنوناً |
Tanrım, ne salak herif. Bu tür koçları nereden buluyorlar? | Open Subtitles | أين يعثرون على هؤلاء المدربين؟ |
Sürekli güzel şeyler buluyorlar. | Open Subtitles | إنهم يعثرون على أغراض طوال الوقت |
Dalış yapan insanlar her şeyi buluyorlar! | Open Subtitles | أقصد أن الغطاسين العاديين يعثرون على كل شيء! |
Onu bulduklarında, ki bulacaklardır, | Open Subtitles | وعندما يعثرون عليه وهذا من المؤكد |