...ama bu ikisinin yok. Hiç mantıklı değil. Sanki bir patlama gibi. | Open Subtitles | لكن، ليس لهاذان الشبحان، هذا لا يعقل و كأنني أمر بلغز محير |
Hastalarına opioid yazan tüm doktorların bu tedavinin ne kadar agresif olduğunu bildiğini düşünmek mantıklı mı? | TED | هل يعقل أن نتوقع أن أي طبيب يصف المسكنات الأفيونية يدرك أن ذلك قاسٍ جداً؟ |
Bu kadar zamandan sonra kanser ve ağrı kalmaması nasıl mümkün olabilir? | Open Subtitles | كيف يعقل هذا انني شفيت من السرطان والألم اختفى بعد كل هذا الوقت؟ |
Hey, Carlos, bu kadar mükemmel bir kardeşinin olması ve hiç kimsenin onu kapmamış olması nasıl mümkün olabilir? | Open Subtitles | كارلوس كيف يعقل ان امرأة رائعة بقدر أختك لم يقم أحد بالزواج منها سلفا؟ |
İllaki birkaç iyi beyefendiyle karşılaşırım, hepsi de evli olamaz ya! | Open Subtitles | لكنكم ترون بالفعل رجال جيدون ولا يعقل بأن يكونوا جميعهم متزوجون |
Şimdi onları dövmenin bir anlamı yok. | Open Subtitles | هذا لا يعقل أن نستجوبهم ثانية الآن |
Eğer insanların gıda, giyinme ve barınma problemleri varsa gelişmeden bahsetmek saçma olur. | TED | لا يعقل أن نتحدث عن نجاح البشر إذا لم يكن لديهم طعام، ملابس ومأوى. |
Bu hiç mantıklı değil, Maya ama yine de sana yardım etmek istiyorum. | Open Subtitles | . . هذا لا يعقل لكن مع ذلك أريد مساعدتكِ |
CEO'nun tatbikattan haberi olmaması mantıklı mı hiç? | Open Subtitles | هل يعقل ان الرئيس لم يعرف بأن هذا كان تدريب؟ |
Bu genç çift gibi olamamamız mantıklı. | Open Subtitles | لا يعقل أن تشعري كما يشعر أولئك الشباب المتزوجون |
Ama hiç mantıklı değil. Neden öldürmek isteyeyim ki? | Open Subtitles | ولكن هذا لا يعقل مالذي سأستفيده من قتله؟ |
Bütün şehirdeki herkesin paparazi olması nasıl mümkün olabilir? | Open Subtitles | كيف يعقل ان جميع سكان هذه البلاد بباراتزي؟ |
Kız kardeşimin buna o kadar çabuk cevap vermesi nasıl mümkün olabilir? | Open Subtitles | كيف يعقل ان ترد علي اختي بهذه السرعة ؟ |
Sadece 6 dolar. Bu nasıl mümkün olabilir? | Open Subtitles | كلفني هذا ستة دولارات، كيف يعقل هذا؟ |
Peki bunu, ona biraz benzeyen bir adamın katil olduğunu düşünecek kadar çok istemiş olamaz mısınız? | Open Subtitles | لكن ألا يعقل أنك تريد ذلك بدرجة كبيرة بدرجة تجعلك ترى أنه القاتل حتى لو كان يشبهه بدرجة كبيرة؟ |
Hiçbir anlamı yok. Orada yıllardır çalışıyor. | Open Subtitles | هذا لا يعقل لقد عمل أباك هناك لسنين |
Pek iyi görünmüyordu. saçma sapan konuşuyordu. | Open Subtitles | لم يكن يبدو جيدا كان يتحدث عن كل أنواع الهراء الذى لا يعقل |
Kendi isteğiyle uyandığını hissediyorum, ama bu nasıl mümkün olur? | Open Subtitles | لقد شعرت أنها استيقظت من تلقاء نفسها لكن كيف يعقل هذا ؟ |
Her zaman meşgul olamazsın ya, İtsuki? | Open Subtitles | لا يعقل أن تكوني منشغلة على الدوام يا أنوار؟ |
İnanılmaz! İşte vergilerimiz bu beceriksizler için harcanıyor. | Open Subtitles | هذا لا يعقل وهل تعتقد بأن أموال الضرائب تدفع لهؤلا الحمقة |
Karen böyle bir şeyi asla yapmaz. Hiçbir mantığı yok. | Open Subtitles | كارين لم تكن لتفعل أشياء كهذه هذا لا يعقل |
Kiliselerin büyük topraklarının ve kurumsal yatırımlarının hâlâ vergi dışı olması anlamlı mı? | Open Subtitles | هل يعقل أن تلك الكنائس ينبغي أن تظل معفية من الضرائب على ممتلكاتها الضخمة من الأراضي. و إستثمار الشركات؟ |
İnanılır gibi değil, neden bunun peşini bırakmıyor ki? | Open Subtitles | هذا لا يعقل لماذا لا يستطيع أن يدع الأمر و شأنه؟ |
Böyle büyük bir yerde niye kameralı gözetleme yok? | Open Subtitles | كيف يعقل انك لا تملك كاميرات مراقبة في مكان كهذا فالغبي يجب عليه فعل هذا |
İmkansız. Bu... bu doğru olamaz. | Open Subtitles | لا، غير معقول لا يعقل أن يكون هذا صحيحًا |
Anlayacak bir şey yok. mantıksız zırva. Onu dinleme. | Open Subtitles | إنه لا يعقل شيء إنه فقط إحساس غبى, لا تستمع إليه |