| Bilmem. Geç oldu. Yeterince uyanık değilim. | Open Subtitles | لا أعرف، الوقت متأخّر وأنا لست يقظة مثلما أريد أن أكون |
| O zamanlar başkaydı. Daha uyanık olmalısın. | Open Subtitles | لقد كان ذلك وقتاً مختلفاً عليك أن تكون أكثر يقظة |
| 29, ki bu uyanık biri için oldukça normal. | Open Subtitles | 29هرتز ، و هي عبارة عن متوسط لشخص في حالة يقظة غير عادية |
| Bence bu konuda biraz daha dikkatli olmalısın. | Open Subtitles | الآنسة ماغي هي التي تعيش أحلام يقظة هادئة |
| Hızlı ve uygun bir şekilde tepki verebilecek şekilde her an tetikte bekliyor. Tıpkı pusuya yatmış bir kurt gibi. Strese girdiğindeyse elektronik sigarasından derin bir fırt çekiyor. | Open Subtitles | انها يقظة ومتنبهه، ومستعدة لاتخاذ ردود افعال سريعة وصحيحة في حالات التوتر قد تسحب نفس أطول |
| Görevlerinden bir tanesi, tutarsızlıklara karşı Gözlerini dört açmaktı. | Open Subtitles | أحد مهام تلك الأدارة كانت أن تبقى يقظة تجاه أدنى مخالفة فى الحصص |
| Hayır, eminim tamamen uyanık, kalemini ya da kılıcını her neyse onu keskinleştiriyorsundur. | Open Subtitles | أتخيل أنك يقظة جداً تحشذين أقلامك أو سكاكينك |
| Ve sebebi de uyanık olmayışımdı, sebebi karşı çıkmayışımdı... | Open Subtitles | والسبب في أنني لم أكن يقظة السبب في أنني لم أكافح |
| Şoka girmek üzere, o yüzden onu uyanık tutmalısın, ve acilen ambulansa ihtiyacı var. | Open Subtitles | حسناً ستدخل في نوبة أبقيها يقظة وهي تحتاج لإسعاف فوراً |
| İşinden nefret ediyor, ama uyanık olduğu her dakikayı işyerinde geçiriyor. | Open Subtitles | ويكرهها، لكنه يمضي هناك كل دقيقة يقظة |
| Hadi, uyanık kalmak istiyor musun? | Open Subtitles | هيا , هل ستظلين يقظة الآن هه ؟ |
| Hadi. uyanık kalmak istiyor musun? | Open Subtitles | هيا , هل ستظلين يقظة الآن هه ؟ |
| tetikte olun, dikkatli olun ve uyanık olun. | Open Subtitles | انتبهوا. و احذروا. و كونوا على يقظة. |
| tetikte olun, dikkatli olun ve uyanık olun. | Open Subtitles | انتبهوا. و احذروا. و كونوا على يقظة. |
| uyanık olduğum her anı bu pencerenin önünde durarak geçirdim. | Open Subtitles | قضيت كل لحظة يقظة واقفة في هذه النافذة |
| Gelecekte daha dikkatli olacağınızı umut ediyorum. | Open Subtitles | لدي ثقه بانك ستكون أكثر يقظة في المستقبل |
| Köpekler dikkatli, sadık ve koruyucu hayvanlardır. | Open Subtitles | ان الكلاب حيوانات يقظة مخلصة و قادرة على الحماية |
| Ama aynı zamanda bu yüzden çok dikkatli olman lazım. | Open Subtitles | ولكن هذا سبباً آخر يجعلك ان تبقي يقظة تماماً |
| Özgür olmak tetikte olmayı gerektirir ama diğerini seçmeyi tercih ederim. | Open Subtitles | أن تكون حراً يتطلب عين يقظة لكنني أفضلها للبديلة |
| Ama yabani tavşanlar tetikte ve hızlıdırlar. | Open Subtitles | لكن الأرانب البريّة يقظة وسريعة |
| Deniz aslanlarının devamlı tetikte olmaları gerekir. | Open Subtitles | أسود البحر يجب تبقى يقظة دائما |
| Gözlerini de açık tut. Eğer kasabaya gelirse... | Open Subtitles | ابقي يقظة مِنْ أجله أيضاً إذاعادللبلدة... |
| - Söz mü? Her zaman tetikteyim, her zaman hazırlıklıyım. | Open Subtitles | دومًا يقظة ومستعدة، أتذكر؟ |