"يكرهان بعضهما" - Traduction Arabe en Turc

• birbirinden nefret eden iki
• birbirlerinden nefret ediyorlar
• birbirinden nefret ediyor
• birbirinden nefret ediyordu
• birbirlerinden nefret ederlerdi
• birbirlerinden nefret ediyorlardı

Ayrıca birbirinden nefret eden iki kişi tutkulu şekilde sevişmeden önce böyle yapar.
وايضاً تحصل عندما يكون هناك شخصان يكرهان بعضهما خلال الفيلم بأكمله, ويحاولون المضاجعة بعنف,

Fırsatçı bir Şerif... ve birbirinden nefret eden iki kaçakçı çetesi.
محتاللإدارةالشرطة... ومهربين يكرهان بعضهما.

Babamla dedem birbirlerinden nefret ediyorlar, ve arada kalmış gibiyim.
أبي وجدي يكرهان بعضهما وأشعر أنني محاصر في المنتصف

Annem ve kayınvalidem birbirlerinden nefret ediyorlar.
والدتي وزوجة ابي يكرهان بعضهما

İkisi birbirinden nefret ediyor sanıyordum.
هؤلاء الإثنين يكرهان بعضهما كثيراً .. كما أظن

İş için aday olan iki kişi de birbirinden nefret ediyordu.
{\cHE87FCF}والمرشحيَن الوحيديَن يكرهان بعضهما

Lütfen Sal ve Julian birbirlerinden nefret ederlerdi ve ikisi de bir çocuğa zarar vermezlerdi.
أرجوك سال" و "جوليان" يكرهان بعضهما" ولن يؤذي أحدهما طفلاً

O ve kocam birbirlerinden nefret ediyorlardı.
كان هو وزوجي الراحل يكرهان بعضهما البعض.

Etrafında birbirinden nefret eden iki kişi varken Troy'un durumu harika mı zannediyorsun?
هل تظن حقاً ان (تروي) بأفضل حال بكونه مع شخصان يكرهان بعضهما جداً ؟

birbirlerinden nefret ediyorlar, değil mi?
يكرهان بعضهما صحيح؟

birbirlerinden nefret ediyorlar.
إنهما يكرهان بعضهما البعض.

Bakuto ve Gao birbirinden nefret ediyor.
يبدو أن "باكوتو" و "غاو" يكرهان بعضهما.

Bosh'la ikisi birbirinden nefret ediyor.
هُو و(بوش) يكرهان بعضهما البعض.

Sonra da Edison tüm itibarı almaya çalıştı çünkü ikisi birbirinden nefret ediyordu.
وبعدها أراد (إيديسون) أن يكون له الفضل في ذلك -لأن هذين الإثنين كانا يكرهان بعضهما لدرجة

birbirlerinden nefret ederlerdi.
إنّهما يكرهان بعضهما

Ve birbirlerinden nefret ederlerdi.
كانا يكرهان بعضهما

Chuck ve o birbirlerinden nefret ediyorlardı, şimdi ise onu bırakmak istemiyor.
هو و (تشاك)، يكرهان بعضهما والآن لايتفارقان