"يمحو" - Traduction Arabe en Turc

    • siliyor
        
    • siler
        
    • silmez
        
    • ortadan
        
    • silmek
        
    • silecek
        
    • silmesi
        
    • silmeden
        
    • silmeyecek
        
    Bunu her anladığımızda hafızamızı siliyor. Open Subtitles انه يمحو ذاكرتنا في كل مرة حاولنا فيها أمساكه
    Olay öncesi hafızayı siler, sonrakini değil. Open Subtitles يمكن ان يمحو الذكريات قبل الحادثة و ليس فقط بعدها
    Bu, sizin ikinci suçunuzu silmez. Open Subtitles هذا لا يمحو التجاوز الثاني
    Kadını, -arzu eden bir varlık olan kadını- tamamen ortadan kaldırır. Open Subtitles كان عليه أن يمحو تماماً المرأة ككيان شهواني
    Seni tarihten silmek istiyorum. Open Subtitles أريد أن يمحو التاريخ كل إنجاز لك
    Ben olduğum sürece mazini silecek hiçbir şey yapamayacaksın. Open Subtitles ...على حد علمى أنت لن تفعل أى شىء قد يمحو ما فعلته سابقاً
    Başkan, Tanığa yüzündeki sırıtmayı silmesi konusunda bilgi verirmisiniz? Open Subtitles رئاسة القاضي, هل يمكنك أمر الشاهد بأن يمحو تلك الإبتسامه من على وجهه ؟
    Düzenli olarak haftada bir kez Kara'ya gidiyor, güvenlik kayıtlarını siliyor. Open Subtitles يذهب بانتظام إلى الداخل ، مرةً كل أسبوع يمحو تصوير الكاميرات الأمنية ويقوم بتعديل الصور
    Bu benim önceki kazalarımı siliyor. Open Subtitles هذا يمحو ما لدي من ماضٍ سيء
    Sana söyleyeyim, zaman herşeyi siliyor. Open Subtitles دعنيأخبرك... الزمن يمحو كل شيء ... .
    Her gece bir titreşim gönderirler bu da hayatlarından son 24 saatini siler. Open Subtitles يرسلون نبض كل ليلة، الذي يمحو ال 24 ساعة الماضية من ذاكرتهم.
    Bizi herhangi bir şeyle kandırabilir. Sonra da hafızamızı siler ve bunu hatırlamayız bile. Open Subtitles يمكنه خداعنا في أي شيء ثم يمحو ذاكرتنا
    Ama bu olanları silmez. Open Subtitles ولكن هذا لا يمحو ما حدث
    - Ama bu olanları silmez... Open Subtitles ولكن هذا لا يمحو ما حدث
    Tabii. Ama Soren Ravn demokrasiyi ortadan kaldırmak istiyordu. Open Subtitles طبعا ولكن سورن رافن كان مستعد ان يمحو الديموقراطية
    Kimse yıkımın izini ona kadar sürmesin diye cihazın varlığına dair tüm kanıtları ortadan kaldırıyor. Open Subtitles يمحو كلّ الأدلّة عن وجود ذلك الجهاز حتّى لا يتعقّبها أحد إليه.
    Kendi çıkarları için yüzünden silmek istedikleri bir şey. Open Subtitles يريدون ان يمحو شيء ما لراحه هذا العالم
    Ben bir şey silmek istemiyorum. Open Subtitles الزمن يمحو كل شيء ...
    Ölümü, onun hükümdarlığındaki her kan borcunu silecek. Open Subtitles وفاته سوف يمحو أي دين الدم من حكمه،
    Sovyet Savunma Bakanı bugün yaptığı açıklamada füzelerinin tek darbede Birleşik Devletleri'nin endüstri merkezlerini yeryüzünden silecek güçte olduğunu açıkladı. Open Subtitles "وزير الدفاع "الروسي" قال..." "أنه يمكنه بضغطه على مفتاح واحد..." "أن يمحو من على وجه الأرض..."
    Cleander, imparatorun kendine güvenmesini sağlamak ve Saoterus'un cinayetiyle ilgili bağlarını silmesi için izlerini kapatmalıydı. Open Subtitles كان كلياندر يدرك أنه لكي يحافظ على ثقة الامبراطور فيه و يمحو أي صلات تربطه بجريمة قتل سوتوراس سيتعين عليه أن يمحو آثاره
    Sonra Tanrıya seninle ilgili utanç verici tüm düşüncelerimi aklımdan silmesi için dua ederdim. Open Subtitles وبعدها كنت أصلى للرب... لكي يمحو من رأسي كل الأفكار الشهوانية التي كانت تراودني بشأنك.
    Jadalla ve adamları virüs verileri silmeden önce olayı çakozlarsa biteriz. Open Subtitles إذا إكتشفه جاد الله ورجاله قبل أن يمحو ذاكرة البيانات سنفشل
    Sen bu ekibin değerli bir üyesisin ve kimse senin hafızanı silmeyecek veya vücudunu asitte eritmeyecek. Open Subtitles أنتِ عضو ذو نفع لهذا الفريق ولن يمحو أحد ذاكرتكِ.. -أو يتخلص من جثتكِ في حوض من الحمض

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus