Bak, sırf aptal bir kız kalbini kırdı diye üniversiteyi bırakamazsın. | Open Subtitles | اسمع، لا يمكنك ترك الكلّيّة لمجرّد أنّ فتاةً حمقاء فطرتْ قلبك. |
Atları acı içinde bırakamazsın. Ona yardımcı oldum. | Open Subtitles | لا يمكنك ترك الخيول تموت هكذا لقد أسديت لها معروفاً |
Birkaç çürük elmanın canını sıkmasına izin veremezsin. | Open Subtitles | حسناً، لا يمكنك ترك تفاحتان سيئتان تفسدا التجربة |
Nişanlını elinde yüzük ve açılmamış şarap şişesiyle bırakıp Gidemezsin. | Open Subtitles | لا يمكنك ترك خطيبك على متن يخت مع وجبة باردة |
Elindeki ecstasy haplarını buraya bırakabilirsin. | Open Subtitles | وبانتظارها يمكنك ترك أقراص الأكستاسى معنا |
Şu anda evde yokuz ama mesaj bırakabilirsiniz. | Open Subtitles | نحن غير موجودين الآن ولكن يمكنك ترك رسالة |
-Yani çocukları nehirde bıraktın. | Open Subtitles | لذلك يمكنك ترك المعسكر وحده على النهر؟ |
Eğer yardımın buysa artık Gidebilirsin. | Open Subtitles | إذا كان هذا هو كل المساعدة التي كنت سيصبح، يمكنك ترك فقط. |
Sadece bir dakika! Biliyorsun ki çay içmeden bir çay partisini terk edemezsin. | Open Subtitles | انتظري لحظة، لا يمكنك ترك حفلة الشاي بدون أن تشربي الشاي |
Mahtob'u burada bırakamazsın. Moddy'nin ailesiyle olmaz. | Open Subtitles | لا يمكنك ترك ماهتوب هنا ليس مع عائلة مودي |
İşi bırakamazsın Todd. Şangay'a ne diyeceğim ben? | Open Subtitles | لا يمكنك ترك العمل تود من سأرسل إلى الصين في حينها ؟ |
Asla LA'ı bırakamazsın. | Open Subtitles | لا يمكنك ترك لوس انجليس أبدا. ستفتقد كل تلك الإثارة هناك. |
Onunla geçirdiğin son anın, bütün ilişkinizi tanımlamasına izin veremezsin. | Open Subtitles | لا يمكنك ترك تلك اللحظة الأخيرة تعرّف العلاقة بأكملها. |
Evet ama yenilmez olsan bile sana saygısızlık yapılmasına izin veremezsin. | Open Subtitles | أجل ولكن لا يمكنك ترك ذلك الوغد يُقلل من شأنك |
İnsanların gözünü korkutmasına izin veremezsin, biliyor musun? | Open Subtitles | لا يمكنك ترك الناس تدفعك بكل مكان، حسناً؟ |
Tam da işler değişmeye başlamışken, öylece çekip Gidemezsin. | Open Subtitles | لا يمكنك ترك هذا, ليس عندما تبدأ الأمور بالتحسن |
Elindeki ecstasy haplarını buraya bırakabilirsin. | Open Subtitles | وبانتظارها يمكنك ترك أقراص الأكستاسى معنا |
Ama ona sesli mesaj bırakabilirsiniz. | Open Subtitles | لكن يمكنك ترك رسالة لها علىالبريدالصوتي. |
Yerine bıraktın mı? | Open Subtitles | يمكنك ترك هذه الأشياء في المكان؟ |
Gidebilirsin. | Open Subtitles | يمكنك ترك الآن. |
Ve, ayrıca, sırf karın hamile diye onu terk edemezsin. | Open Subtitles | و, ايضا, لا يمكنك ترك زوجتك لانها فقط حامل |
İsterseniz mesaj bırakın ben de ararsa ona ileteyim. | Open Subtitles | التى يبحث عنها حسناً , اذا اردت , يمكنك ترك رسالة وانا سوف اوصلها لة اذا اتصل |
Ya Kim Hye Jin'le gerçekte nasıl bir ilişkin olduğunu babaanneme açıklarsın ya da Yoo Na'yı kendi hâline bırakırsın. | Open Subtitles | يمكنك كشف كلّ الحقيقة بشأن كيم هي جين لجدّتي أو يمكنك ترك يونا لشأنها وحسب |
"İç çamaşırın kalmadı, evden ayrılamazsın." | Open Subtitles | "لقد نفذت ملابسك الداخلية و لا يمكنك ترك المنزل" |
Adamımı bırakır mısın? | Open Subtitles | اسمع، أتعتقد بأنه يمكنك ترك رجلي بالله عليك؟ |
Çok güzel de bir kurdu sonsuza kadar içinde bırakamazsınız. | Open Subtitles | هذا عظيم، لكن لا يمكنك ترك دودة داخله إلى الأبد. |