| Ancak umunna toplantılarına katılamam veya gidemem, söz hakkım olamaz. | TED | لكن لا يمكنني المشاركة. لا يمكنني الذهاب إلى اجتماعات الأومونا. ليس لي الحق في الكلام. |
| Yemin ederim hastayım. Okula gidemem. | Open Subtitles | أقسم أنني مريض لا يمكنني الذهاب إلى المدرسة |
| Concorde'da sana bir bilet alırız Fransaya gidemem Seni metroya götürürüm París'e hayran kalacaksın | Open Subtitles | ــ لا يمكنني الذهاب إلى فرنسا ــ سوف تحب باريس |
| Eğer bir sorun olmayacaksa, her zaman arşive kendim gidebilirim. | Open Subtitles | اسمعي، إذا كان هناك أي صعوبة يمكنني الذهاب إلى الأرشيف بنفسي |
| Dorignac'a gidebilirim. Kerevitleri var. | Open Subtitles | يمكنني الذهاب إلى متجر دوريغناك لديهم روبيان |
| veya federallere gidebilirim. bu anlaşmayı saniyede kabul ederler. | Open Subtitles | أو يمكنني الذهاب إلى الفيدراليين سيعقدون تلك الصفقة في لحظات |
| Ben gerçekten orduda değilim, anneme öyle olduğunu söyledim ama aile olayına ordu üniformasız gidemem. | Open Subtitles | أنا لست في الجيش حقاً و أخبرت أمي أنني ذهبت لكن لا يمكنني الذهاب إلى حفل عائلي من دون زيّ الجيش |
| Baloya yalnız gidemem. Bana kral gerek. | Open Subtitles | لا يمكنني الذهاب إلى الحفلة لوحدي أحتاج إلى ملكي |
| F.B.I'ya gidemem. Benim deli olduğumu düşünürler. | Open Subtitles | لا يمكنني الذهاب إلى الفيدراليين يظنون أنني مجنون |
| - Eve gidemem, onunla konuşmam gerek. | Open Subtitles | لا يمكنني الذهاب إلى المنزل , علي التحدث إليها |
| Evimden dışarı çıkamam. Güney Asya Denizi'ne gidemem! | Open Subtitles | إنني لا أقدر حتى على مغادرة شقتي لا يمكنني الذهاب إلى البحر الأسيوي الجنوبي |
| Dolabımda bir kız varken, hiçbir yere gidemem. | Open Subtitles | لا يمكنني الذهاب إلى أي مكان وهناك فتاة في خزانتي |
| Hiçbir şey hatırlamadığımdan başka bir yere gidemem zaten. | Open Subtitles | ،لا يمكنني تذكرُ أي شيء لذلك لا يمكنني الذهاب إلى أي مكان |
| Ben Señor Kevin's'e gidemem. Oranın müdürüyle düşmanız. | Open Subtitles | لا يمكنني الذهاب إلى ذلك المطعم أنا و المدير أعداء |
| İstihbarata gidemem. Seninle beraber çalıştığımı düşünüyorlar. | Open Subtitles | لا يمكنني الذهاب إلى الوكالة يعتقدون أنني متورطة معك |
| Ve istersem sahile de gidebilirim. | Open Subtitles | و يمكنني الذهاب إلى الشاطئ عندما أريد ذلك |
| Şu anda bir hukuk fakültesine gidebilirim, değil mi? Gerçek bir diploma alabilirim. | Open Subtitles | يمكنني الذهاب إلى كليّة الحقوق الحصول على شهادة حقيقية |
| Gelin olduğum için düğüne gidebilirim. | Open Subtitles | يمكنني الذهاب إلى حفل الزفاف وبما أنني العروسة |
| Ben eve gidebilirim ve siz de cehenneme gidebilirsiniz. | Open Subtitles | أنا يمكنني الذهاب إلى المنزل و أنتِ يمكنكِ الذهاب إلى الجحيم |
| Okul kütüphanesinde bir tane olabilir. Şimdi oraya gidebilirim. | Open Subtitles | .لعل ثمّة واحد في مكتبة المدرسة .يمكنني الذهاب إلى هناك الآن |