| Bu durumda dava bile açamam. Bu yasadışı işlemin sorumlusu sen olduğun için. | Open Subtitles | لا يمكنني حتّى رفع دعوى قضائية في هذا الوضع بما أنّك مسؤول عن نقل ملكية غير قانوني |
| Ne istersen yaparım. Hayatımı bile ortaya koyarım. | Open Subtitles | سأفعل أيّ شيء تطلبه مني يمكنني حتّى التضحية بحياتي |
| Aralarında ayrım bile yapamam. | Open Subtitles | لا يمكنني حتّى أن أميّز إحداهنّ عن الأخرى. |
| Başkasıyla sevişirken, seninle seviştiğimi bile hayal edebilirim. | Open Subtitles | يمكنني حتّى أن أتخيل أنّك أنت حين أمارس الحب مع أحدهم. |
| Bana gerçek adresini ve telefonunu vermediği için onu arayamıyorum bile. | Open Subtitles | لا يمكنني حتّى الإتّصال بها لأنّها لم تخبرني باسمها ولا عنوانها الحقيقيّين |
| İçeride işemek için bile kimseye sırtımı dönemiyorum. | Open Subtitles | الأمر يُشبه بأنّه لا يمكنني حتّى أن أدير ظهري هنا للتبّول يا رجل |
| Aptal bir resim için verecek beş poundum bile yok. | Open Subtitles | لا يمكنني حتّى توفير 5 جنيهات من أجل صورة |
| Havuçla aynı odada bile bulunamam. Anaflaktik şoka girerim... | Open Subtitles | لا يمكنني حتّى التواجد بنفس الغرفة مع جزر |
| Havuçla aynı odada bile bulunamam. | Open Subtitles | لا يمكنني حتّى التواجد بنفس الغرفة مع جزر |
| Bir bardağı bile tutamam. Hava değiştiğinde elim titriyor. | Open Subtitles | لا يمكنني حتّى حمل كوب، يدي ترتعش أيّان تغيّر الطقس. |
| Hayatımı riske atmadan Bölge'ye giremiyorum bile. | Open Subtitles | لا يمكنني حتّى دخول الحيّ دونما المخاطرة بحياتي. |
| Neler yaşamış olabileceğini hayal bile edemiyorum. | Open Subtitles | ..أعني.. أنا لا يمكنني حتّى تخيّل السنوات التي مضت منذ رحيلك |
| En iyi arkadaşım o durumda ve özür dileyemedim bile. | Open Subtitles | أعز أصدقائي و لا يمكنني حتّى أن أعتذر لها |
| Neden bu kadar önemli olduğunu sana anlatamam bile. | Open Subtitles | و لا يمكنني حتّى إخبارك لم هذا مهم جدّا بالنسبة لي |
| Söylerken bile gülmeden duramıyorum. Evet, gayet komik. | Open Subtitles | لا يمكنني حتّى قولها بوجه تخلوه البسمة، لذا أجل، هذا فكاهيّ. |
| Kendimi avutacak bir şey bile düşünemiyorum. | Open Subtitles | لا يمكنني حتّى التفكير في أيّ شيء أتمتم به لنفسي |
| Bundan iki tabak yemek bile çıkaramam. | Open Subtitles | لا يمكنني حتّى صنع وجبتين بهذه المكوّنات. |
| Saldırı düzeni o kadar karmaşık ki ben bile bir sonrakinin nereden geleceğini bilmiyorum! | Open Subtitles | أسلوب الهجوم مُعقّد جدًا، لا يمكنني حتّى توقُّع الهجمة المُقبلة! |
| O şeyin adını bile hatırlayamıyorum. | Open Subtitles | .. لا يمكنني حتّى تذكّر اسم ذلك |
| Birini öldürmeyi hayal bile edemezdim. | Open Subtitles | لم يمكنني حتّى تخيُّل أن أقتل أحدًا، و... |