| Çıkın. Yente ile yalnız konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | اخرجوا، جميعكم أودّ أن أتحدّث مع ينتي بانفراد |
| Yente, bana haberin olduğunu söylemiştin. | Open Subtitles | ينتي لقد أخبرتني أنّ لديك أخباراً لي يا ينتي |
| Diğer kadınlar yakınmaktan zevk alır. Yente değil. | Open Subtitles | يستمتع بقية النساء بالشكوى، لكن ليس ينتي |
| Yeryüzündeki bütün kadınlar Yente değil. | Open Subtitles | ليست كل امرأه في العالم هي ينتي |
| Ve bir at çamurda tekmeleyecek ve "Elveda, Yente". | Open Subtitles | وسيركله حصانٌ في الطين و "الوداع" يا ينتي |
| Çünkü sen yoksul bir ailedensin, yani Yente kimi bulursa, kabul edeceksin. | Open Subtitles | لأنّك فتاةٌ لعائلةٍ فقيرة ستتزوجين أيّ من ستحضره "ينتي" |
| Bilmem ki, Yente. Kızlarım hala çok küçük. | Open Subtitles | لا أعلم يا ينتي فتياتي لازلن صغيرات |
| Örneğin, Çöpçatan Yente. | Open Subtitles | على سبيل المثال: "ينتي" وسيطة الزواج (خطابة) |
| Yente sana koca buldu mu diye merak ediyorum. | Open Subtitles | أتسائل ان وجدَت لك "ينتي" زوجاً |
| İyi günler, Yente. | Open Subtitles | نهار سعيد يا ينتي |
| Hoşçakal, Yente. | Open Subtitles | إلى اللقاء "ينتي" |
| - Yani, eğer Yente... | Open Subtitles | - حتى إذا ينتي... . - ينتي ينتي ينتي |
| Ve şimdi Yente'ye teşekkür etmeliyim. | Open Subtitles | والآن، علي شكر "ينتي" |
| Hoşçakal, Yente. | Open Subtitles | الوداع يا ينتي |