| Haber verdiğin için sağ ol be, süslenecek zamanım bile yok. | Open Subtitles | شكراً لإخبارى بهذا ، لا يوجد لدى وقت لآعدل من مظهرى |
| Fotografik hafızam yok, kafam mantıklı düşünce parçalarının toplandığı durgun bir galeri de değil. | TED | لا يوجد لدى ذاكرة فوتوغرافية، ورأسي ليس معرضًا ثابتًا لأفكار مجمعة بشكل منطقي. |
| Başka bir seçeneğim yok galiba, öyle değil mi, Sir? | Open Subtitles | اظن انه لا يوجد لدى خيار اليس كذلك , سيدى ؟ |
| Kulübede pek yer yok ama ısınmak isterseniz kendinize şurada bir ateş yakabilirsiniz. | Open Subtitles | لا يوجد لدى اى غرف فى الكوخ , لكن لو كنت تريدون التدفئه فيمكنكم ان تشعلا لانفسكم نارا بالجوار هناك |
| Hayat satranç gibidir. Kaybedenin pişman olacak bir şeyi yoktur. | Open Subtitles | الحياة كلعبة الشطرنج لا يوجد لدى الخاسر ما يندم عليه |
| Ben senin özel yardım hattın değilim, Ajan Mulder. Sana yardım etmenin bana bir getirisi yok, ama kaybedecek çok şeyim var. | Open Subtitles | لا يوجد لدى ما اربحه وكل شىء لأخسره لمساعدتك |
| Seçeneğim yok. Kimse beni ondan koruyamaz. Sen bile. | Open Subtitles | لا يوجد لدى خيار ، لا أحد يستطيع حمايتى منه ، و لا حتى أنت |
| içine ettim, ve artık bir evim yok. | Open Subtitles | حسناً أنا أخذت موقف ولا يوجد لدى وطن بعد الأن |
| Şu anda 5.000 dolarım yok, ama ileride olacak. | Open Subtitles | لا يوجد لدى 5,000 الآن لكن سيكون لدى فى المستقبل |
| Kazanınca elde edeceğim bir şey yok, kaybedersem herşeyimi kaybedeceğim. | Open Subtitles | لذا لا يوجد لدى شيء لأكسبه و لكن لدىَّ شيء من الممكن أن أخسره |
| Kazanınca elde edeceğim bir şey yok, kaybedersem herşeyimi kaybedeceğim. | Open Subtitles | لذا لا يوجد لدى شيء لأكسبه و لكن لدىَّ شيء من الممكن أن أخسره |
| Hiç süphem yok ki Berkeley'e gideceksin. | Open Subtitles | لا يوجد لدى أدنى شك أنك ذاهب الى جامعة بيركلى |
| Altın bu kadar çoksa, niye yerlilerde hiç yok? | Open Subtitles | إذا كان هناك الكثير من الذهب ، لماذا لا يوجد لدى الأشخاص الطبيعيون اي منهُ ؟ |
| Gizli amaçlarım ya da aktive olmayı bekleyen programlarım yok. | Open Subtitles | لا يوجد لدى برنامج أو قواعد راكدة بأنتظار التنشيط |
| Buraya girdiğim andan öncesiyle ilgili hiçbir hatıram yok. | Open Subtitles | لا يوجد لدى بالتأكيد أى ذاكرةَ عن حياتِي قبل التَجَوُّل هنا |
| Bilgisayarım da yok. Beni bilirsin. | Open Subtitles | و بالتأكيد لا يوجد لدى كمبيوتر أنت تعرفنى |
| Geçen hafta çok sarhoş oldum, ama kusamadım çünkü midem yok. | Open Subtitles | وفي الاسبوع الماضي سكرت جداً ، لم أستطع التقيؤ لانه لا يوجد لدى معدة |
| Yüzbaşı anlatacak pek bir şeyim yok. Sorunuz varsa sorun. | Open Subtitles | كابتن ، لا يوجد لدى وقت لهذا لو لديك سؤال محدد ، قم بطرحه |
| Bakmam gereken bir ailem var ama iş yok. | Open Subtitles | لدى عائلة على اطعامها ولا يوجد لدى عمل الان |