| Size saygılarını bildirmek ve konuşmak istiyor. | Open Subtitles | انه يرسل اليك بتحياته و يود الحديث معك |
| Bay Luthor, Çevre Polisi sizinle konuşmak istiyor. Orada. | Open Subtitles | سيد "لوثر" رجل من حماية البيئة يود الحديث معك ،إنه هناك |
| Başkanla konuşmak istiyor. | Open Subtitles | إنه يود الحديث إلى الرئيس فحسب. |
| Sen kilisedeydin, ben de geldim. Eugene seninle konuşmak istiyor, dedim? | Open Subtitles | كنت في الكنيسة وجئت أنا وأخبرتك أن (يوجين) يود الحديث معك |
| Langston seninle Aspen'de düzenlenecek bir tiyatro projesi için konuşmak istiyor. | Open Subtitles | "لانغستون) يود الحديث معك بخصوص مشروع مسرحي في "آسبن) |
| - Onur duydum. Efendim, bir köylü sizinle konuşmak istiyor. | Open Subtitles | سيدي هناك قروي يود الحديث معك |
| Baban seninle konuşmak istiyor. | Open Subtitles | والدكِ يود الحديث إليكِ |
| Bay Marks sizinle konuşmak istiyor. | Open Subtitles | السيد ماركس يود الحديث معكِ |
| Bay Spencer seninle konuşmak istiyor. | Open Subtitles | "السيد "سبينسر يود الحديث معك |
| Farley seninle konuşmak istiyor. | Open Subtitles | (فارلي) يود الحديث معك. |
| Samaritan makinenizle konuşmak istiyor. | Open Subtitles | (السامري) يود الحديث مع آلتك |