| - Bu kasabada Salı günleri hiçbir şey olmadığını herkes bilir. | Open Subtitles | الكل يعلم أن لا شئ يحدث فى هذه البلده يوم الثلاثاء |
| Evet, beni haftada bir döverlerdi genellikle Salı günleri. | Open Subtitles | إعتادوا على ضربى مرة فى الأسبوع عادةً يوم الثلاثاء |
| 199 tatmin olmuş müşteri. Her neyse, büyük gece Perşembe günü. | Open Subtitles | مائة وتسعة وتسعين عميلة راضية علي أيِ الليلة الكبيرة يوم الثلاثاء |
| Dinliyorum. Yeni bir maceraya çıkmak istiyorsunuz. Perşembe günü olmalı. | Open Subtitles | أنصت إليك، تودّي الذهاب في مسعى، حتمًا هو يوم الثلاثاء. |
| Yeterince yiyecek aldım, Salıya kadar evden çıkmamıza gerek yok. | Open Subtitles | لدينا طعام يكفينا، لذا لن نغادر المكان حتي يوم الثلاثاء. |
| Doğum günü partimi Cumartesi vermiştik ve Salı gününe kadar 18'ine girmemiştim. | Open Subtitles | الحفله كانت في يوم السبت ولم ابلغ الثامنه عشر الا يوم الثلاثاء |
| Krispy Kreme'de Salıları bir alana bir bedava. | Open Subtitles | إنها اثنين مقابل واحدة يوم الثلاثاء.. في كرسبي كريم |
| Sanırım Salı günkü kitap özeti ödevini yapamayacağım. | Open Subtitles | لا أعتقد أن بإستطاعتي جلب تقرير الكتاب ذلك إليك بحلول يوم الثلاثاء |
| 80'lerde Salı günleri saat 8:00 de yatakta olurdum ve 11:00'de de eve gelirdim. | Open Subtitles | يوم الثلاثاء بالثمانينيات, دائما في الفراش الساعة الثامنة وبالبيت الساعه الحادية عشرة |
| Ama endişelenmeyin. sadece Salı günleri çalışır. | Open Subtitles | لكن لا تكترث اننا نوقده فقط في يوم الثلاثاء |
| Tim, Jason'ın hastanede olması Salı günleri yediğimiz yemeğe katılmayacağın anlamına gelmiyor. | Open Subtitles | تيم فقط لأن جايسون بالمستشفى لا يعني ذلك أنك لا تستطيع القدوم لعشاء يوم الثلاثاء |
| Perşembe günü, şehre birlikte gider, elbiseni alırız, sen günah çıkarmaya gidersin, ve Peder Weber'e kendi korosunu isteyip istemediğini sorarız. | Open Subtitles | يوم الثلاثاء سنذهب للمدينة سوية تشتري فستانك تذهبي للاعتراف وسنسأل البابا ويبر فيما لو لم يحبذ أن يكون في كنيسته فرقة |
| Hayır, kurul iki hafta sonraki Perşembe günü toplanacak. | Open Subtitles | لا سوف يعقد المجلس مره أخرى بعد اسبوع من يوم الثلاثاء |
| Perşembe günü test yaptır. Anladın mı? | Open Subtitles | أريدك أن تقوم بالفحص يوم الثلاثاء فهمت ؟ |
| Ofistekilere, Salıya kadar dönmeyebileceğimi söyledim. | Open Subtitles | لقد أخبرتهم في المكتب أني قد لا أعود حتى يوم الثلاثاء |
| Bay Kettering büyük ihtimalle Salıya kadar dönmeyecekmiş. | Open Subtitles | من المحتمل ألا يعود السيد كيترينج حتى يوم الثلاثاء |
| O halde Salıya kadar bekleyecekler.. | Open Subtitles | ثم عليهما الانتظار هناك حتى يوم الثلاثاء |
| Salı gününe kadar Heathrow'da buluşamayacağız... | Open Subtitles | لن نتقابل فى هيثرو قبل يوم الثلاثاء نعم نعم |
| Ve bana Salı gününe kadar mail atılması gerekiyor. | Open Subtitles | وينبغي أن تكون في البريد بحلول يوم الثلاثاء |
| Salı gününe kadar bizi patakla. | Open Subtitles | اصفعنا حتى يوم الثلاثاء نعدك أن نكون سيئين إذا فعلت |
| Gelmeden bilemezsin. Salıları disko gecesidir. | Open Subtitles | اوه ، انت لا تعلم لدينا الديسكو يوم الثلاثاء |
| Salı günkü oyuncu seçmeleriyle kafayı yiyen birisi sadece. | Open Subtitles | نعم إنه أمرُ مزعج بخصوص التمثيل يوم الثلاثاء |
| Salı gününden beri aynı iççamaşırlarını giyiyorum. | Open Subtitles | إنّي أرتدي نفس الملابس الداخلية منذ يوم الثلاثاء |
| Salıdan beri yemek yemediğim için çörek almaya gelmiştim. | Open Subtitles | جئت هنا فقط للحصول على الخبز، لأنني لم تكن لديهم وجبة منذ يوم الثلاثاء. |
| - Geçen hafta Salı akşamı sinemanızda mıydı? | Open Subtitles | هل كان في دار العرض مساء يوم الثلاثاء من الاسبوع الماضي؟ |
| Sonrasında, salı günü de tapınağımızın temel atma töreni olacak. | Open Subtitles | إذاً لدينا مناسبات خاصة للريادة في موقع المسكن يوم الثلاثاء |