| Üniversiteye gitmekten, iyi para getiren bir işin olmasından ve milyonların hayatını kurtaracak bir şey icat etmekden daha önemli bir şey var. | Open Subtitles | هناك أشياء أكثر أهمية من الكليّة... أو الحصول على عمل براتب عالي أو الإستثمار في شيء ما قد يُنقذ حياه الملايين |
| - Hemen koyul. Dünya kendi kendini kurtaracak değil. | Open Subtitles | ابدأي الآن، فالعالم لن يُنقذ نفسه. |
| Bu tüpte Benji'nin hayatını kurtaracak panzehir var. | Open Subtitles | (في تلك القارورة ، يتواجد الترياق الذي سوف يُنقذ حياة (بينجي |
| Çocuk, kız arkadaşını "Pek Sevgili Anne" den kurtarmaya çalışıyordu. | Open Subtitles | ما يُفترض أن يعني ذلك؟ الفتى كان يُحاول أن يُنقذ صديقته |
| Onu kurtarmaya çalıştım, ama izin vermedi. | Open Subtitles | لقد حاولت إنقاذه، لكنَه لم أرد أن يُنقذ |
| Benim yerime o çocuğu kurtarmalıydı! | Open Subtitles | ! بدلاً منى ، هذا الطفل الأخر كان يجب أن يُنقذ ، هذه هى الإنسانية |
| O çocuğu kurtarmalıydı. | Open Subtitles | كان يجب أن يُنقذ الطفل الأخر! |
| Rhys seni kurtarmaya çalışıyor. | Open Subtitles | يحاول ان يُنقذ حياتك |
| İhtiyar Jack laneti kaldırmaya ve hasadı kurtarmaya çalıştı. | Open Subtitles | و كان العجوز (جاك) يحاول رفع اللعنة و يُنقذ الحصاد |
| Benim yerime o çocuğu kurtarmalıydı! | Open Subtitles | هذا الطفل كان يجب ان يُنقذ بدلاً منى ! |