| " Kırmızı ceketli " hakkında bildiğim tek şey, işin başında onun olduğu. | Open Subtitles | الشئ الوحيد الذي أعلمه عن ذات الرداء الأحمر أنها هي المسؤله |
| " Kırmızı ceketli " hepimizi birlikte istiyor. | Open Subtitles | ذات الرداء الأحمر تريدنا كُلنا أن نكون معاً |
| " Kırmızı ceketli " nin bizi beklemesi yerine yarın biz onu bekleyeceğiz. | Open Subtitles | أذاً بدلا من ان تنتظرنا ذات الرداء الأحمر غداً نحن سننتظرها |
| " Kırmızı ceketli " gelmeden içeri girmemiz gerek. | Open Subtitles | يجب ان نذهب للداخل قبل أن تظهر ذات الرداء الأحمر |
| Fakat ben mezarlıktaydım, Kırmızı Ceketli'de oradaydı | Open Subtitles | و لكنني كنت في المقبره و كذلك ذات الرداء الأحمر |
| kırmızı ceketli mi? 40 00:01:46,557 -- 00:01:47,917 Yüzünü hiç göremedim. | Open Subtitles | ذات الرداء الأحمر |
| Mona ile " Kırmızı ceketli " yi öğrenebilmek için yardım ediyormuş ve onun kim olduğunu bilen teki kişi Mona'ymış. | Open Subtitles | يعلم بشان ذات الرداء الأحمر و (مونا) هي الشخص الوحيد الذي يعلم من هيَ |
| "Kırmızı Ceketli." | Open Subtitles | ذات الرداء الأحمر |
| Ali, Kırmızı Ceketli. A Bunların hepsi sen Radley'deyken başladı demek? | Open Subtitles | (ألي) هي ذات الرداء الأحمر أذاً كل هذا بدء عندما كنتي في (رادلي) |