çünkü kocası ona mükemmel bir Paris tatiliyle sürpriz yapmış. | Open Subtitles | لأن زوجها فاجئها برحله رائعه إلى باريس خلال عيد الميلاد |
Ama bu farklı bir bağırış... çünkü kocası iş üstündeyken kadın kafasını duvarlara çarpıyor. | Open Subtitles | ولكنها تصرخ بطريقة مختلفه وذلك لأن زوجها معها أسمع صوت رأسها با الحائط |
çünkü kocası burada değil. Bu şanslı adam erkek arkadaşı. | Open Subtitles | لأن زوجها ليس هنا سعيد الحظ هذا يكون عشيقها |
çünkü kocası onu bırakıp göreve gitti... | Open Subtitles | لان زوجها كان عليه ان يغادر ليلاً |
çünkü kocası Nathan tekerlekli sandalyeye mahkumdu, ama şimdi bir çok yönden iyileşiyor gibi görünüyor. | Open Subtitles | لان زوجها (نايثن) كان في كرسي المقعدين لكن الان يبدو انه يشفى بأكثر من طريقة |
çünkü kocası ölmüş anne ve bu yüzden çok üzgün. | Open Subtitles | لأن زوجها توفى يا أمي ، وهي تريد أنتكونبمفردها... |
Daycia buradaydı çünkü, kocası onu gönderiyordu. Kendisi iyileşmek istemiyordu. | Open Subtitles | ديشيا كانت هنا لأن زوجها وضعها هنا |
çünkü kocası onu öldürmeye çalıştı. | Open Subtitles | لأن زوجها حاول قتلها |
Elizabeth Lilburne sizin önünüzde diz çökemez çünkü kocası, onun zalimlerden yardım istemesini yasakladı. | Open Subtitles | إليزابث ليلبورم) لن تركع أمامك) لأن زوجها منعها من أن تطلب شيئاً من طاغية |
çünkü kocası turuncu. | Open Subtitles | - لأن زوجها برتقالي اللون - |