| Ama bana bildiklerini anlat. Sydney'nin çıkarını düşündüğüne dair beni ikna et. | Open Subtitles | ولكن أخبرنى ما تفعله وضع مصالح سيدنى أولا |
| Her zaman yanımda olan ailenin çıkarını düşünen bir şeytan. | Open Subtitles | مدار لايمكنني التنحى عنه من وقف بجانبك وقام بحماية مصالح عائلتك في كل مره |
| Çocuğun çıkarını göz önünde bulundurursanız... | Open Subtitles | إذا كان لك أن تزن ببساطة مصالح الطفل.. |
| Senin de çıkarını korumaya çalışıyorum. | Open Subtitles | أحاول حماية مصالحك أيضا |
| Sorun şu ki, sadece kendi çıkarını koruyor. | Open Subtitles | المشكلة هي أعتقد بأنه يعتني بمصالحه فقط |
| Belki kendi çıkarını riske atmaz. | Open Subtitles | ليس المخاطرة بمصالحه الشخصية. |
| Bir cumhuriyet herkesin çıkarını gözetir. | Open Subtitles | الجمهورية تخدم مصالح الجميع |
| PAUL ISLAND) Öyle ya da böyle, bu eylemler var, çünkü biz diğer hayvanların çıkarını ciddiye almıyoruz. | Open Subtitles | (سيل هارفيست، جزيرة سانت بول) على الرغم من ذلك، فإن هذه الممارسات موجودة فقط لأننا لا نأخذ على محمل الجد مصالح الحيوانات الأخرى. |