| Bu iş için 6 ay yer ve çıkarlar. | Open Subtitles | سوف تخفف الى جنحة ويقضون ستة شهور ثم يخرجون |
| Bu iş için 6 ay yer ve çıkarlar. | Open Subtitles | سوف تخفف الى جنحة ويقضون ستة شهور ثم يخرجون |
| Ya ağlayarak dışarı çıkarlar ya da prezervatife 31 çekip koyunu becerdiklerini söylerlerdi. | Open Subtitles | كانوا يخرجون إما يبكون أو يقومون بالاستمناء في الواقي و اخبارهم بأنهم ضاجعوا الخروف |
| Bazen karşılıklı çıkarlar sevmediğimiz veya güvenmediğimiz insanlarla bizi işbirliği yapmaya zorlar. | Open Subtitles | بعض الأحيان المصالح المشتركة تجبرنا على التعامل مع أشخاص لانحبهم ولانثق بهم. |
| Bazen karşılıklı çıkarlar sevmediğimiz veya güvenmediğimiz insanlarla bizi işbirliği yapmaya zorlar. | Open Subtitles | بعض الأحيان المصالح المشتركة تجبرنا على التعامل مع أشخاص لانحبهم ولانثق بهم. |
| İçeride kilitliler. Eninde sonunda çıkarlar ama. Gitsek iyi olacak. | Open Subtitles | إنهم محتجزون ، إنهم سيخرجون في النهاية ، مع ذلك ، يجب أن نذهب |
| Bence Ajan Vaughn karına, görüşmek için gönderildiğiniz adamın kimliğini bildiğini ve bazı çıkarlar için ikinizin de bu görevden alınması gerektiğini söylemelisin. | Open Subtitles | أعتقد أنك يجب أن تخبرها أنك تعلم هوية القاتل من الرجل الذي ستقابله وحدث بعد ذلك تضارب مصالح بينكم |
| Onlar içeri çocuk olarak girip, erkek olarak çıkarlar timsah adam büyük sürüngenlere emretme gücüdür. | Open Subtitles | انهم يدخلون كشبان و لكنهم يخرجون رجالاً الرجال التماسيح مزود بالقوة لينادي التماسيح |
| Sonra tekrardan aklın ve mantığın ışığına çıkarlar ve her şey geçer. | Open Subtitles | ثم يخرجون إلى الواقع من جديد,فيجف مباشرة |
| İşte insanlar birbirlerini tanımak için çıkarlar zaten. | Open Subtitles | أنا متأكدة أن هذا سبب ان الناس يخرجون في مواعيد غراميه |
| 16 yaşlarına geldikleri zaman dışarı çıkarlar, ya insan olarak çıkarlar ya da orospu olarak çıkarlar.. | Open Subtitles | ثم عندما يصلوا لسن الـ16 يخرجون ويصبحوا اشخاص او يصبحون عاهرات |
| Lanet kan emiciler yalnızca gece ortaya çıkarlar ve yalnızca gümüş kazıkla öldürülebilirler. | Open Subtitles | مصاصي دماء أشرار لا يخرجون إلا ليلاً ولا يُقتلون إلا بوتد فضي |
| Yedi yılda bir topraktan çıkarlar. | Open Subtitles | إنهم يخرجون من تحت الارض كل سبع سنوات |
| Anonim öldürücü silahlar, her tür çakışan çıkarlar için kolay yol olarak ölümcül eylem yapabilirler. | TED | الأسلحة الفتاكة المجهولة يمكن أن تجعل العمل مميت وخيار سهل لكل من المصالح المتنافسة. |
| Modern temsili demokrasiler birçok ülkede güçlü çıkarlar tarafından boğulmuş durumdalar. | TED | الديمقراطيات التمثيلية الحديثة تُخنق فى العديد من الدول بسبب المصالح ذات النفوذ. |
| Uzun zamandır elinizde bulunan dijital kasetin şiddetle tehdit ettiği çıkarlar. | Open Subtitles | المصالح التي من شأنها أن تكون مهددة من قبل الشريط الذي لم يعد في حيازتك. |
| Kişisel çıkarlar değişmez ama yaptırımlar sürekli değişir. | Open Subtitles | المصالح الشخصية ثابتة لكن متطلباتها تتغير يومياً |
| İçeri girer, odayı tarar, sonra tekrar dışarı çıkarlar. | Open Subtitles | سيدخلون ويمشطون الغرفة، ثم سيخرجون إلى هنا. |
| İçeri girer, odayı tarar, sonra tekrar dışarı çıkarlar. | Open Subtitles | سيدخلون ويمشطون الغرفة، ثم سيخرجون إلى هنا. |
| Gitsen iyi olur. Birazdan dışarı çıkarlar. | Open Subtitles | من الأفضل ان تذهب سيخرجون فى اى لحظة |
| Bu karalamaları yapmak için nedenleri olan güçlü çıkarlar var. | Open Subtitles | لقد كان هُناك مصالح قويّة، والتى لديها بواعِث لتعزيز تِلك الإساءات. |
| Birlokantadaki garsonlar gibi dostlar hayatınıza girer ve sonra çıkarlar. | Open Subtitles | أصدقاء يدخلون ويخرجون من حياتك مثل مساعدي النادل في المطعم |