| Bunu duyduğuma sevindim. Benim için çalmalısın. | Open Subtitles | يسعدني سماع ذلك، يجب أن تعزفي لي مقطوعة |
| Ara sıra bize de çalmalısın. | Open Subtitles | عليك أن تعزفي لنا لبعض الوقت |
| Tamam önce kapıyı çalmalısın | Open Subtitles | قبل ان تطرقي الباب |
| Kapıyı çalmalısın. | Open Subtitles | عليكِ أت تطرقي الباب |
| Bu huyunu sevmiyorum, bir kızın odasına girerken kapıyı çalmalısın. | Open Subtitles | لَيْسَ لَديك أساليبُ. يَجِبُ أَنْ تطرق الباب قبل الدخول إلى غرفة البنتِ. |
| O zaman, önlem olarak kapıyı çalmalısın. | Open Subtitles | إذاً, عليك حقاً أن تطرق الباب كإجراء وقائي |
| Bu şebeğin kamyonetini çalmalısın. | Open Subtitles | صادفت شخصاً يجب أن تسرقي سيّارة هذا القرد الأحمق |
| Sen çalmalısın. Hadi git. Yapabilirsin. | Open Subtitles | أنت يجب أن تعزف عليه , خذه , ستقوم بعمل جيد |
| Hayır, cidden, çalmalısın. | Open Subtitles | عليك أن تعزفي هناك |
| Güzel. Daha çok çalmalısın. | Open Subtitles | جميل، عليك أن تعزفي أكثر. |
| Onlara mutlaka çalmalısın. | Open Subtitles | ينبغي أن تعزفي لهم -لا |
| Virginia, onun için çalmalısın. | Open Subtitles | (فيرجينيا)، يجب أن تعزفي له |
| Daha sesli çalmalısın aynen böyle. | Open Subtitles | عليكِ ان تطرقي بصوت اعلى هكذا |
| Sanırım dengemi kaybettim. - Lulu, önce kapıyı çalmalısın. | Open Subtitles | لولو)، عليك أن تطرقي الباب) آسِفة |
| - Anne, önce kapıyı çalmalısın! | Open Subtitles | - أمي ! عليك أن تطرقي الباب ! |
| Öyleyse, bir 100 kapı daha çalmalısın Jermaine, | Open Subtitles | عليك أن تطرق المزيد من الأبواب |
| Kapıyı çalmalısın, adamım. | Open Subtitles | يجب أن تطرق الباب، يارجل. |
| Ah, Callie, şu bebek yoğun bakım battaniyelerinden çalmalısın. | Open Subtitles | "كالي " ينبغي أن تسرقي بطانيات العناية المركزة |
| Bu şebeğin kamyonetini çalmalısın. | Open Subtitles | يجب أن تسرقي سيّارة هذا القرد الأحمق |
| Evet, yani, bence halk içinde çalmalısın. | Open Subtitles | نعم! أعني، أنت يجب أن تعزف للجمهور. |
| Ağzınla çalmalısın. | Open Subtitles | عليك أن تعزف بفمك |