| Carlotta Adams'ın bir makyaj çantası vardı. İçinde onu | Open Subtitles | ان شارلوتا ادامز لديها حقيبة مكياج, تحتوى ,ضمن ما تحتويه, باروكة | 
| Hermés çantası vardı. Kırmızı timsah. -Kelly mi? | Open Subtitles | لديها حقيبة هيرمس, تمساح أحمر | 
| Tuvalette yanında küçük bir plaj çantası vardı. | Open Subtitles | كان هناك حقيبة بحر صغيرة بجانبها في المرحاض | 
| Çok iyi hatırlıyorum, efendim. Siyah bir çantası vardı. | Open Subtitles | سيدي,أتذكر جيدا"أن معه حقيبة سوداء اللون | 
| Adımı vermemeyi tercih ederim ama evdeyken yeşil bir spor çantası vardı. | Open Subtitles | أفضل آلا أعطي أسمي ولكنني كنت في المنزل وكان هناك كيس أخضر واقي من المطر | 
| Belki de taşınabilir bir cerrah çantası vardı, aynı şunun gibi. | Open Subtitles | و ربما كان معه كان معه حقيبه مثل هذه | 
| Annemin de tıpkı bunun gibi bir çantası vardı. | Open Subtitles | والدتي اعتادت على ان تملك حقيبة كهذه . | 
| Koyu mavi sırt çantası vardı. | Open Subtitles | لديها حقيبة زرقاء داكنة | 
| Bu sefer çantası vardı ama iyi hatırlıyorum. | Open Subtitles | و كان معه حقيبة ظهر ، أتذكّر ذلك | 
| İçi et dolu bir sırt çantası vardı. | Open Subtitles | كان معه حقيبة مليئة باللحم | 
| Tam hastanenin girişinde bir teçhizat çantası vardı. | Open Subtitles | وداخل مدخل المستشفى كان هناك كيس قماش | 
| Belki de taşınabilir bir cerrah çantası vardı, aynı şunun gibi. | Open Subtitles | و ربما كان معه كان معه حقيبه مثل هذه | 
| Küçük bir sırt çantası vardı. | Open Subtitles | كانت تملك حقيبة ظهر صغيرة |