| Belki ölü adamdan çaldığı silah çantasındaydı. | Open Subtitles | ربما المسدس الذي سرقته من الرجل الميت كان في حقيبتها |
| Para bunca zamandır çantasındaydı. | Open Subtitles | لقد كانت تملك المال في حقيبتها طوال الوقت |
| Her neyse, kartlar onun çantasındaydı. | Open Subtitles | على إي حال, البطاقات كانوا في حقيبتها |
| Yemek fişlerimiz onun çantasındaydı. | Open Subtitles | إيصالات الوجبات الخاصة بنا كانت في حقيبة ظهرها |
| Pekala, Benjamin Gold'un izin belgesi kurbanın sırt çantasındaydı. | Open Subtitles | لا تتصرفي كما لو لم تكوني حسناَ خطاب موافقة " بنجامين قولد " وجد في حقيبة الضحية |
| Bu, dün Justin' in evrak çantasındaydı. | Open Subtitles | انظر كانت هذه في حقيبة "جاستن" بالأمس |
| - Kocasının telefonu onun çantasındaydı. - Vay be! | Open Subtitles | لديها هاتف زوجها، في حقيبتها |
| Bu çantasındaydı. | Open Subtitles | لقد كان في حقيبتها |
| İlk yardım çantası Aiden'ın çantasındaydı, çanta da uçtu gitti. | Open Subtitles | عدّة الإسعافات كانت في حقيبة (إيدن) وقد انفجرت. ثمّة أخرى في الشاحنة. |
| Bunlar, Amy Nash'in çantasındaydı. | Open Subtitles | كانت هذه في حقيبة (إيمي ناش) |