"çantasıyla" - Traduction Turc en Arabe

    • بحقيبة
        
    • حقيبته
        
    • بحقيبتها
        
    • بحقيبتكِ
        
    • ولوازمها
        
    Bir turist İskoçya'yı sırt çantasıyla gezerken içki içmek için bir bara girer. TED يجول سائح بحقيبة ظهر عبر مرتفعات أسكتلندا، ويتوقف في حانة ليشرب.
    Mark hükümet adına çalışırken, ona dosya çantasıyla vuran, Biran Shepard'ın yaptıklarını içeren kasetler. Open Subtitles تسجيلات عن تفاصيل تصرفات براين سيبرد والذي ضرب مارك وايتكر بحقيبة مستندات في الوقت الذي كان فيه مارك يتعاون مع الحكومة
    Para dolu bir sırt çantasıyla geldi. 25 bini masanın üzerine koyup yüzüğü geri istedi. Yüzük mü? Open Subtitles في يوم وفاته، جاء إلى هنا بحقيبة ظهر مليئة بالمال، ووضع 25 ألف على الطاولة وطلب استعادة خاتمه.
    Ben sabah programını izlerken o yürüyüş yapar, ardından sırt çantasıyla okula gider. Open Subtitles يركض و انا اتابع برامجي الصباحية يذهب الى جامعته مع حقيبته بعد ذلك
    Lisedeki ilk gün ve bir kere daha sırt çantasıyla konuşan tuhaf çocuğum. Open Subtitles أول يوم في المدرسة الثانوية ومرة أخرى أصبحت الغريب الذي يتحدث مع حقيبته
    Bu arada, Stephanie çantasıyla güvenliğini geçmeyi başardı. Open Subtitles بالمناسبه ، ستيفاني إخترقت المحيط بحقيبتها
    Harabe bir binaya bir eşya çantasıyla girmek... Belki de katile ödeyeceği parayla doludur. Open Subtitles يدخل مبنى ضئيل بحقيبة ظهر ربّما مليئة بالمال ليدفع رسوم القاتل
    Harabe bir binaya bir eşya çantasıyla girmek... Belkide katile ödeyeceği parayla doludur. Open Subtitles يدخل مبنى ضئيل بحقيبة ظهر، ربّما مليئة بالمال ليدفع رسوم القاتل
    Tabii onu bir golf çantasıyla etrafta gezerken seyretmek istiyorsanız o ayrı. Open Subtitles وإلا فأنت تريدنا أن نشاهد شخص يمشي بحقيبة غولف
    Sonra Zagon gelir, küçük doktor çantasıyla: "Söyle bana". O zaman işin içine ben girerim. Open Subtitles وهكذا يدخل زاغون , "بحقيبة الطبيب ومنذ ذلك الحين دخلت أنا فى الموضوع.
    İlk yardım çantasıyla geliyorum. Open Subtitles - عظيم سوف أعود بحقيبة الإسعافات الأولية
    Elmas çantasıyla neden ilgileniyorsun? Open Subtitles لمَ أنتِ مهتمّة بحقيبة الألماس؟
    Dün gece Paine'ni öldürüp cesedini bir yere tıktıktan sonra... onun montu ile şapkasını giydin ve... saat 1.10'da çantasıyla dışarı çıktın. Open Subtitles ليلة امس, قمت بارتداء معطف و قبعة بيين و حملت حقيبته من هنا فى الساعة 1: 10 م
    Aslında, çantasıyla arabanın arka koltuğunda bekliyordu. Open Subtitles هو في الحقيقة كان ينتظر في المقعد الخلفي للسيارة مع حقيبته
    Tuvalete hep çantasıyla mı gider? Open Subtitles يأخذ حقيبته إلى الحمام؟
    Polis olduğum için hep siyahi bir kadının çantasıyla bana vurmasına maruz kalırdım. Open Subtitles أنا دائما في النهاية أحصل على ضربة من امرأة سوداء بحقيبتها. هل وجدت الشخص الذي فعل هذا.
    Her sabah, her akşam küçük sırt çantasıyla benim arkamda oturuyor arkadaşlarıyla kıkırdıyor. Open Subtitles كل صباح، كل ظَهيرة تجلس خلفي بحقيبتها الصغيرة تضحك مع أصدقائها
    Frankie'nin maçı devam ederken sahaya atlayıp hakeme çantasıyla vurduğu zamanı gidip bir sor istersen? Open Subtitles في منتصف لعبة (فرانكي) وضربت الحكم بحقيبتها.
    Alet çantasıyla aram iyidir bak. Open Subtitles لأنَّني أعلمُ علماً جماً حيال العددِ ولوازمها

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus