| Bok gibi bir programımız var adamım. Bombok. Çarşamba, perşembe, cuma onda. | Open Subtitles | الجدول لعين ، هي الاربعاء والخميس والجمعة وانا السبت والاثنين وباقي العطل |
| Bizimkiler genelde Çarşamba akşamı çıkar. Çok süper olur ama. | Open Subtitles | عادة ما يكون هذا ليلة الاربعاء لكن لا بأس بهذا |
| İş arkadaşları geçen Çarşamba günü işe gelmeyince kayıp ihbarı vermişti. | Open Subtitles | عمال الصيانه ابلغو عن فقدانها الاربعاء الماضي بعد تغيبها عن عملها |
| Sonra Çarşamba yine geldi, ve alışıldığı şekilde sipariş verdi. | Open Subtitles | و ثم عاد يوم الأربعاء كالعادة و عاد لحالته الطبيعية |
| Bu gece sizler için... Hillcrest'in Çarşamba, Perşembe ve Cuma yemeklerinden seçtik. | Open Subtitles | لهذهِ الليله الجميله , لقد جهزنا قائمة عشاء يوم الأربعاء والخميس والجمعه |
| Çarşamba gecesi hiç arandınız mı? | Open Subtitles | أتذكر أنك تلقيت إتصالاً هاتفياً ليلة الإربعاء ؟ |
| Bay Çarşamba için çalışmaya daha bu sabah başladım. | Open Subtitles | بدأت بالعمل لصالح السيّد .(وينزداي) هذا الصباح |
| Çarşamba günü birkaç saat izin almamın mahsuru var mı? | Open Subtitles | هل هناك مانع إن أخذت بعض الساعات يوم الاربعاء ؟ |
| Çarşamba günü, David Christian insan ırkının evrenin zaman aralığında ne kadar küçük bir anı temsil ettiğini anlattı bize. | TED | في الاربعاء .. شرح ديفيد كريستيان لنا كم هو ضئيل وجود الانسان ضمن نطق تطور هذا الكون |
| Konu şu ki, salı yerine Çarşamba günü evlendik. | Open Subtitles | المغزى هو أننا تزوجنا بيوم الاربعاء بدلاً من يوم الثلاثاء. |
| Her Çarşamba Bay Villette'in bahçesinde çalışırım. | Open Subtitles | انا دائماً أعمل فى حديقة السيد فاليت أيام الاربعاء |
| Biri o uçurumu tırmanmazsa, Kheros'taki 2000 asker Çarşamba sabahı ölecek. | Open Subtitles | هولاء ال2000 رجلا في كيروس سوف يموتون الاربعاء القادم صباحا اذا لم يقم احد بتسلق هذا الجرف |
| Çarşamba ve Cuma'ları 10'da eve giderim. | Open Subtitles | بأستثناء أيام الاربعاء و الجمعة عندما أعود الى البيت فى العاشرة |
| "Çarşamba günü yapmadığım bir resim yüzünden başım derde girdi. | Open Subtitles | يوم الأربعاء حدثت لي متاعب بسبب رسم لم اقم به |
| Aferin size. Çarşamba günü yatak odanızdayken, birkaç şey fark ettim. | Open Subtitles | عندما كنت في غرفة نومك يوم الأربعاء , لاحظت بعض الأشياء |
| Ama yanlış günde gelmişti. Salı günü yerine Çarşamba günü gelmişti. | Open Subtitles | لكنها وصلت في اليوم الخطأ، في يوم الأربعاء بدلاً عن الثلاثاء |
| Çarşamba günü yine sana bırakabilir miyiz? Mike ve ben-- | Open Subtitles | هل بإمكانك أن تجالسوه مجددا يوم الأربعاء أنا ومايك سنقوم |
| Yalnızca Çarşamba sabahları, saat 10'da. | Open Subtitles | فقط في صباح أيام الإربعاء في الساعة العاشرة تماماً |
| Bay Çarşamba için çalışmaya bu sabah başladım. | Open Subtitles | بدأت بالعمل لصالح السيّد .(وينزداي) هذا الصباح |
| Çarşamba günü, saat 3:30 'da, oğlumun evde ne işi var? | Open Subtitles | إنّها الثالثة والنصف عصراً يوم أربعاء لمَ ابني سيكون في المنزل؟ |
| Ayrıca, Çarşamba günleri bayanlar gecesi, kız arkadaşınızla geldiğinizden emin olun. | Open Subtitles | وكذلك يوم الخميس .. هي ليله السيدات لذا تأكد بإحضارك عشيقتك |
| Evet efendim, her Çarşamba öğlen on iki-iki arası. Ne yaptınız? | Open Subtitles | نعم سيدي نقوم بهذا كل اربعاء بين الظهر والثانية بعد الظهر |
| Şöyle yapacağız: Size Çarşamba günlerinizi, maaşınızın yüzde 10'u karşılığında geri satacağız. | TED | و سنفعلها هكذا، سنقوم ببيعك أيام الأربعاء مقابل 10 بالمئة من راتبك. |
| Seni sadece günlerden Çarşamba diye de öldürebilir. | Open Subtitles | هو قَدْ يَقْتلُك على أية حال فقط لأنه الأربعاءُ. |
| - Geçtiğimiz Çarşamba öğlen saatlerinde gördüğü. | Open Subtitles | التي رأتها في الحديقة عصر الأربعاء الماضي |
| Gelecek Çarşamba kurtuluyorum bu alçı kozadan. Çok kötü Jeff. | Open Subtitles | الأربعاء القادم سأتخلص من هذة الشرنقة اللعينة |
| Çarşamba akşamı altıyla dokuz arası neredeydiniz? Ben mi? | Open Subtitles | حيث كَانتْ أنت الأربعاءَ ليل بين ستّة تسعة مساءً؟ |
| Mesela annemin her Çarşamba akşamı yemek maceralarını kaçırması gibi. | Open Subtitles | مثل تغيّبه عن مغامرات العشاء التي تحضّرها والدتي كل أربعاء |
| Geçen Çarşamba akşamıydı. Her zamanki gibi bir devriyedeydim. | Open Subtitles | لقد كانت الأربعاء الماضي لقد كنت في دورية عادية |
| Bir Çarşamba habersiz uğra ve hayatın boyunca yara izin olsun. | Open Subtitles | تعال بدون سابق إنذار في ليلة الأربعاء وسوف تتأثر إلى الأبد |