Benim atomlarım yerdeki atomlarla çarpıştığında, bu elektrik yükleri birbirlerini öyle bir güçle iterler ki, bir parça kaldırım tüm dünyanın yerçekimine karşı gelir ve benim düşmemi durdurur. | Open Subtitles | لذلك عندما تتصادم ذراتى مع ذرات الأسمنت هذه الشحنات السالبة تتنافر مع بعضهم البعض |
Ama toplar çarpıştığında, masadan daima dışarı sızan bir şey vardır, | Open Subtitles | لكن حينما تتصادم الكرات, هناك شىء دائماً يخرج من الطاولة, |
Hawaii Üniversitesi'nden astrofizikçi Joshua Barnes yıldızlar çarpıştığında olanları araştırıyor. | Open Subtitles | عالم الفيزياء الفلكية جوشوا بارنس في جامعة هاواي يدرس ما يحدث عندما تتصادم النجوم |
Bazılarının boyutu dağlar kadar olan bu kıvrımlar Hindistan kıtanın geri kalanıyla çarpıştığında oluşmuştur. | Open Subtitles | هذه الثنيات ، بعضها بحجم ، جبال بأكملها قد أُنشأت حالما إصطدمت الهند ببقية أجزاء القارة |
Hindistan Avrasya'yla çarpıştığında Tetis'in sınırındaki okyanus tabanı yukarıya doğru yükselip kıta boyunca devam eden dev bir bariyer oluşturdu. | Open Subtitles | عندما إصطدمت الهند (مع (يوريجا قعر المحيط عند حواف ... الـ (تيثيس) قد إرتفعت لأعلى مُنشأة حاجزا هائلا عبر القارة ... |
Dünyanın plakaları çarpıştığında güneşin görülmesini aylar boyunca engelleyecek kadar güçlü volkanik patlamaları tetikleyebilirler. | Open Subtitles | عندم تتصادم الصفائح معاً فإنه يمكنها أن تطلق إنفجارات بركانية يمكنها حجب قرص الشمس لعدة شهور متوالية |
Evrende en muhteşem olaylardan biridir galaksiler çarpıştığında. | Open Subtitles | إحدى أروع الأحداث في الكون متى تتصادم المجرّات |
Bu titanlar çarpıştığında kemikler bile çatırdıyor. | Open Subtitles | عندما تتصادم هذه العملاقة، تُسحق العظام |