| Ve alt çenesini, dudaklarını, üst çenesini ve dişlerini kaybetti. | TED | وفقد فكه الاسفل ، شفتاه، ذقنه وفكه الاعلى و أسنانه. |
| Bir Pentagon generali ile yumruk yumruğa kavgaya girdim ve kahrolası çenesini kırdım. | Open Subtitles | دخلت فى مشادة مع جنرال ..بوزارة الدفاع الأمريكية وكسرت فكه اللعين |
| Ben demiştim, akıllı kadın çenesini ne zaman kapatacağını bilmeli. | Open Subtitles | ..أخبرتها ..المرأة الذكية عليها أن تعرف كيف تبقي فمها مُغلقاً |
| Bayan Boynton da şöyle bir diklenip herkese çenesini kapatıp, oturmasını söyler ve olay da kapanırdı. | Open Subtitles | السيدة بوينتون تقوم على سيقانها الخلفية لتملي على كل واحد أن يصمت و ينتصب مستقيما إنها تريد كل الهدوء التام |
| Dün gece bir kıyı taypanının çenesini inceleme fırsatı buldum. | Open Subtitles | الليلة الماضية، أتيحت لي الفرصة لدراسة فك ثعبان التبيان الساحلي |
| Sonra sıcak çenesini elime kenetledi sonra da beni yuvarladı. | Open Subtitles | عندها غرز فكّه القاسي في ذراعي، و تدحرجتُ بعيداً عنه. |
| Korkarım başka çaresi yok, galiba çenesini kırdım. | Open Subtitles | أخشى أنه لا يملك بديلا أعتقد أنك قد حطمت فكه |
| çenesini sabitledim. Tüm açıklamalar bu broşürde yazıyor. | Open Subtitles | لقد أغلقت فكه بالأسلاك يشرح الأمر بالكامل بهذه الكتيب |
| Ayrıca çenesini kırmadan önce beni hiç dinlemezdi ama artık beni pür dikkat dinliyor. | Open Subtitles | قبل أن يخلع فكه, كان لا يستمع لي مطلقاً ولكنه الآن يسمع و يأخذ على محمل الجد كل ما أقوله |
| Gerçek bir süper kadın. Kapısını açmayan, çenesini kapatmayan. | Open Subtitles | المرأة الخرقة لا تستطيع ان تفتح ابوابها او تغلق فمها |
| Katili bilseydi söylerdi veya çenesini tutup suçlu kişiden para isterdi. | Open Subtitles | ان كانت تعرف القاتل فلماذا لم تُخبرنا وأغلقت فمها على لسانها ؟ |
| çenesini kapalı tutabilseydi, şu anda kaçıyor olmazdık. | Open Subtitles | إن لم تغلق فمها من البداية لما كنّا نهرب الآن |
| Çok fazla beraber kalmadılar, ancak onun çenesini aldığımı söylerdi. | Open Subtitles | لم يكونا معا لمدة طويلة, ولكنها تقول بان لي ذقنه. |
| Millet, bakın! çenesini kaşıdığınızda kulakları oynuyor. | Open Subtitles | أذناه تبدأ في التذبذب إذا قمتم بحكّ ذقنه |
| Bunun yanı sıra onu konuşabilir yaptım. Asla çenesini kapamadığından beri, bu aramızda bir tartışma konusu. | Open Subtitles | لقد جعلته يتحدث كذلك , و هذه تعتبر مشكلة بالنسبة لي بما أنه لا يصمت قط |
| Ertesi gün bir satıcının çenesini kırdı. | Open Subtitles | اليوم الذي قبل الأمس, حينما حطم فك أحد الباعه |
| Anlaşılan, partnerinin dilini savuşturmak için hem kendi dilini kullanıyor hem de alt çenesini yanlara doğru hareket ettiriyordu. | Open Subtitles | يبدو أنّه يقوم باستخدام لسانه لصدّ اللسان الدخيل ولكنّه أيضاً يقوم بتحريك فكّه السفلي بينما يقوم بتضيق شفاهه السفلية |
| Sadece uyuduğu zaman çenesini kapatıyor. Huzurumuzu ve sessizliğimizi bozmak istemedim. | Open Subtitles | إنّها لا تصمت إلّا حالما تنام، ولم أرِد إزعاج سلامنا وهدوئنا. |
| Yine buzda kayıp çenesini kıran yetmiş yaşında bir hastayla ilgili arayan bir dişçi çıkmıştır kesin. | Open Subtitles | هذه ستكون مكالمة ثانية حول طبيب اسنان ومريضة بعمر السبعين التي زحلقت بالثلج وكسرت فكّها |
| Özel biriyle birlikte olduğunu çenesini kapatıp, karşılıklı susabildiği zaman anlıyor insan. | Open Subtitles | هذا عندما تجد شخصاً خاصاً للغاية عندما تستطيع فقط أن تخرس لدقيقة وتشاركه الصمت بارتياح |
| çenesini o kadar sıkmış ki çene kasını, altçene kemiğinden ayırmış. | Open Subtitles | الفك كان مشدودا مغلقا بإحكام حتى فصلت بمعنى الكلمة العضلات الماضغة |
| Babanım aptal gerdanlık hakkında çenesini tutmaması dışında, güzeldi. | Open Subtitles | جيد عدى أن أبوك لم يرغب في السكوت حول تلك القلادة الغبية |
| İnsan bu gübre yığınının içinde daha ne kadar çenesini tutabilir? | Open Subtitles | كم من الوقت يمكنكم أن تبقوا أفواهكم مغلقة في كومة السماد هذه؟ |
| Patenle kayarken çenesini ikinci kez kırmış. | Open Subtitles | قامت بجرح ذقنها والمرة الثانية تزحلقت عليه. |
| Herkes çenesini kapamalı. Sen de buradaki herkes arkadaşınmış gibi davranmayı kes. | Open Subtitles | على الجميع أن يخرس , وكف عن التظاهر بأن الجميع هنا صديقك |
| Bay Bojangles'e söyle çenesini kapalı tutsun. | Open Subtitles | قُل لذلكَ المُطرِب أن يُبقي فمهُ مُغلقاً |