| çetin bir ceviz, ama ona her zamanki tarzda davran. | Open Subtitles | إنها حالة صعبة, ولكن أريد معاملته كما نتعامل مع الآخرين |
| Küçük seçimlerin de oldukça zor olabileceğinin farkına varmak büyük ve zor seçimleri daha az çetin göstermeye yarayabilir. | TED | وبإدراك أن الخيارات الصغيرة من الممكن أن تكون صعبة أيضًا ربما يجعل الخيارات الكبيرة الصعبة أقل صعوبة. |
| Ancak bir çam ağacı türü, daha da çetin koşullarda yaşamayı becerir. | Open Subtitles | ولكن شجرة صنوبر أخرى بإمكانها أن تصمد في ظروف أصعب من ذلك |
| çetin bir savaş olacak lakin çocuk felci de zordu. | Open Subtitles | إنها مهمة شاقة، ولكن كان اكتشاف علاج شلل الأطفال شاق أيضًا |
| Bu uzun ve çetin bir kişisel ve ruhsal keşif yolculuğudur. | Open Subtitles | إن العلاج النفسي هو رحلة طويلة شاقة من إكتشاف الذات والروح |
| Sana nasıl söyleyeceğimi bilemediğim çetin bir mesele vardı... | Open Subtitles | هناك شئ قاسٍ كنت أحاول اكتشاف طريقة لقوله لكِ |
| Ona, çetin pazarlıkçı olduğunu söyle. | Open Subtitles | اخبره بأن طلباته صعبة للغاية ولكننا سنوافق عليها |
| çetin bir ceviz, ama ona her zamanki tarzda davran. Onu oyunlar için eğit. | Open Subtitles | إنها حالة صعبة, ولكن أريد معاملته كما نتعامل مع الآخرين |
| Kabile üye sayımız çok az. Hayat da çok çetin. | Open Subtitles | نحن عندنا عدد قليل جدا من رجال القبائل , هذة الحياة صعبة |
| Hiç şaşırmadım. Güvenlik firmaları o kadar da çetin değiller. | Open Subtitles | ذلك ليس مفاجئاً، شركات الأمن ليست صعبة جدّاً. |
| Onlar en büyük rakibimiz, çok çetin bir savaş olacak. | Open Subtitles | سيكونون أصعب منافسينا، و المعركة ستكَون مشتدّة |
| Dün gece en çetin sınavlardan birinden geçtim. | Open Subtitles | كان من أصعب الأختبارات التي أعدها الرب لي |
| Bilgelik sarayına giden yol çetin ve uzun. | Open Subtitles | WAINWRIGHT: إن الطريق إلى قصر الحكمة شاق وطويل. |
| Artık çetin savaşları diğerlerine bırakmamın zamanı geldi. | Open Subtitles | حان الوقت لأترك الأخرين يُقاتلون بالمعركة الصعبة |
| Bu öngörüler isabetli olursa, Yeryüzü'nü çetin tecrübeler bekliyor olabilir. | Open Subtitles | لو أن هذه التوقعات صحيحة فستعيش الأرض حياة برية شاقة |
| çetin bir dünyada yaşıyoruz bayım. | Open Subtitles | إنه عالمٌ قاسٍ يا سيد |
| Katı komşularını kırmayacak kadar çetin ve ağırbaşlı birini istemiştin. | Open Subtitles | شخص ما صارم ووقور بما فيه الكفاية أَنْ لا يُهينَ جيرانكَ النشويون. |
| Bir bebek doğumda lanetlendi. İyi ve kötünün çetin savaşı. | TED | طفلة ملعونة عند الولادة. معركة شرسة بين الخير والشر. |
| Hz. Muhammed 1.400 yıl önce Dünya'nın en çetin bölgelerinden birinde doğmuştur. | Open Subtitles | محمد ولد قبل 1400 سنة في واحده من اكثر المناطق القاسية بالعالم |
| çetin biri, ama yelkenleri suya indirdi yine de. | Open Subtitles | لقد كانَ صلباً ولكنَّهُ قد إقتنعَ |
| Bu Viet Kong çetin ceviz. | Open Subtitles | فيكتور شالرز ان المقاومة صعب المراس |
| Belki de daha sert ve çetin olduğunuz zamanları düşünebilirsiniz. | Open Subtitles | يمكنك التفكير في وقت مضى كنت فيه أكثر جبروتاً وعظمة. |
| Çeviri: djnemesis - Alper ÇETİN. | Open Subtitles | محمود خالد)) |
| "Yürüyerek üç kilometre, çok güç, çok çetin." | Open Subtitles | أربع كيلومترات على الأقدام ما أصعبها، ما أصعبها |
| Kışın sert şartlarında, çetin bir spora dönüştü. | Open Subtitles | تحديات الشتاء القاسية تتحول إلى رياضة وعرة. |