| Şimdi, çoğumuz ve eminim ki birçoğunuz için sadece şundan ibaret: Kışkırtıldığımda sinirlenirim. | TED | والآن، معظمنا وأراهن أن معظمكم يشعرون بهذا: أشعر بالغضب عندما يثير أحدهم غضبي. |
| Beslenme düzenimiz bazı hayvansal proteinler üzerine kurulu şu anda ve çoğumuz bunu çiftlik hayvanlarından balıktan ve av hayvanlarından sağlıyoruz. | TED | وتتألف حميتنا الغذائية لجزء من البروتينات الحيوانية، وفي هذه اللحظة، معظمنا هنا يقول لنحصل عليها من الماشية، من الأسماك، ومن اللعبة. |
| çoğumuz zamanını evlerde geçirdi ve çözemediğimiz sorunların cevaplarını arayıp durduk. | Open Subtitles | أغلبنا أمضى وقته يفكر في ماذا لو وينظر إلى الأسباب الآخرى |
| Bizler, burada bulunan çoğumuz, Amerikalıyız. | TED | نحن، أغلبنا هنا، أمريكيون. نحن لدينا بلد ديمقراطية |
| 13 yıl önce Birinci Dünya Savaşı'nda savaştım. çoğumuz savaştık. | Open Subtitles | منذ 13 عاماً, قاتلتُ في الحرب العظيمة الكثير منا فعلوا |
| Bir çoğumuz başkaları için çalışıyoruz. Başkalarına bağlıyız. | TED | العديد منا يعمل لناس آخرين نعمل تحت تصرف ناس آخرين |
| çoğumuz bunu gerçekten düşünmüyoruz çünkü neredeyse bir alışkanlık hâline gelmiş. | TED | معظمنا لا يفكر حقاً في ذلك، لأنه أمر فطريّ تقريباً. |
| Bu yöntemler farkındalığımızı ve etrafımızı algılayışımızı geliştiriyorlar. Bir çoğumuz normalde bu iki nokta üzerinde çok durmaz. | TED | فهي تفرض نوع من العمق في المعالجة هي نوع من الذهن والتي لا يقوم معظمنا بتدريبه |
| çoğumuz kendimizi bu yeteneklerde ortalamanın üstünde görüyoruz. | TED | إذاً، معظمنا يصنّف نفسه فوق المعدّل بالنسبة لمعظم هذه القدرات. |
| çoğumuz hem ülkemizi seviyoruz, hem de kendimizi Dünya vatandaşı olarak görüyoruz. | TED | أغلبنا فخورون ببلداننا ومواطنون عالميون في نفس الوقت. |
| çoğumuz buna inanacağız çünkü seni saunada görmüştük. | Open Subtitles | أغلبنا سيصدق ذلك لأننا رأيناك في حمّام البخار |
| Bizim de atalarımız avcıydı. Fakat pek çoğumuz bu içgüdüleri kaybettik. | Open Subtitles | أجدادنا القدامى كانوا صيادين أيضاً, لكن أغلبنا فقدوا هذه الغرائز. |
| Bir doktorun muayenehanesinin dışındaki o sessizliği çoğumuz biliriz. | TED | و ذلك الصمت خارح عيادة الطبيب، و الذي يعرفة الكثير منا. |
| Pek çoğumuz böyle bir fedakârlığı yapamaz. | TED | لكن الكثير منا غير مستعد لتقديم ذلك النوع من التضحية |
| Bir sorun gibi görünüyor, çünkü pek çoğumuz iç dünyamızda yaşadıklarımızı insanlardan saklı tutmak istiyoruz. | TED | هذا يبدو وكأنه مشكلة، لأن الكثير منا يريد أن يحتفظ بما بداخله وألا يبدي للناس شيئا منه. |
| Ve şimdi sanırım en fazla uyku ihtiyacına tahammül ediyor ve en kötüsü belki de çoğumuz uykunun bir tür tedavi gerektiren bir hastalık olduğunu düşünüyor. | TED | وأفترض أنه في أحسن الأحوال نتسامح اليوم مع حاجتنا للنوم، وفي أسوأ الأحوال ربما العديد منا يفكر في النوم على أنه مرض يحتاج نوعا من العلاج. |
| Sanırım çoğumuz kelimeleri nasıl kullanacağımız konusunda kısıtlanmış hissediyoruz. | TED | أعتقدُ أن العديد منا يشعر أنه مقيّد بكيفية استخدامنا الكلمات. |
| çoğumuz eyalet dışından tek gecelik işler işler için Florida'ya sık geliriz. | Open Subtitles | الكثير منّا بنات من خارج الولاية يَجئنَ إلى فلوريدا ل قصة مختصرة |
| Fakat çoğumuz yenilik hakkında düşündüğümüzde Einsten'ın aniden "Aha buldum!" | TED | لكن عندما يفكر أكثرنا بالابتكار، يخطر لنا آنشتاين وهو يعيش لحظة تجلي. |
| çoğumuz, gerçekliğin ne olduğu hakkında aynı genel inanışı paylaşırız. | Open Subtitles | مُعظمنا نتشارك نفس الأفكار العامة في النظر الى ماهيّة الواقع |
| Nüfus hakkında bildiğimiz bir diğer şey nüfusta artış olması ama çoğumuz nüfusun değiştiğinin farkında değil. | TED | الآن، نعلم أن أعداد السكان في زيادة، لكن لا يدرك كثير منا أن هذا يتغير أيضًا. |
| Bugün çoğumuz yabancılar tarafından sürülen araçlarda daha rahatız. | TED | اليوم، يشعرُ العديد منّا بالراحة بركوب سيارات يقودها الغرباء. |
| çoğumuz şovunu izlemiyor olsakta. | Open Subtitles | حتّى لو كان معضمنا .. لم يشاهد برنامجه |
| çoğumuz gerçek şampiyon olarak Crixus'u görüyor. | Open Subtitles | (كُثُرٌ رغم ذلك يعتبرون (كريكسوس بطلنا الحقيقي |
| Pek çoğumuz komünisttik, Stalinci değildik. Bu yüzden oradaydık. | Open Subtitles | اغلبنا كان شيوعيا وليس ستالينيا ولهذا السبب كنا هناك |
| Sanıyorum çoğumuz için daha önemli olan ideal nedenler vardır. | Open Subtitles | انا اعتقد انه بالنسبة للعديد منا هناك دوافع مثالية التي هي أكثر أهمية |
| Afganistan'ın ciddi bir güvenlik sorunu olduğunu biliyoruz. Afganistan, dünyada bir çoğumuz içindir. | TED | أفغانستان، نعلم أي مشكلة أمنية حقيقية تشكلها أفغانستان بالنسبة للكثير من أنحاء العالم. |
| çoğumuz için, zaman, günlerimizi ölçümlemek üzere kullandığımız sayılar kümesiydi. | Open Subtitles | بالنسبة لمعظمنا الوقت هو مجموعة من الأرقام ,نستخدمه لحساب أيامنا |