| Yüksek kalitede misina kullanılmış. Kaliteli spor mağazalarının çoğunda satılıyor. | Open Subtitles | إنّه خيط صيدٍ عالي الجودة، مُتوفر في أغلب المحلاّت الرياضيّة. |
| Yetişkin hayatımın çoğunda bana seslenen bitmemiş bir meydan okuma var. | TED | هناك تحد واحد لم ينتهِ بعد والذي كان يناديني في أغلب حياتي الراشدة. |
| Kenya'daki çiftliklerin çoğunda mısır ve sebze birlikte yetişir, bu da çoğu ailenin kendi çiftliklerinden beslenmesi anlamına gelir. | TED | تزرع الذرة والخضروات في معظم حقول كينيا ما يعني أن معظم العائلات يمكنها إطعام انفسها من حقولهم التي يمتلكونها |
| Bildiğiniz gibi gelişmekte olan ülkelerin çoğunda bir şirketin ortalama ömrü iki yıldır. | TED | كما تعلمون, في معظم الدول النامية متوسط العمر المتوقع لعمل ما هو عامين. |
| Ölülerin zamanlarının çoğunda ne yaptıklarını sanıyorsun? | Open Subtitles | اتعرفين ماذا تفعل الموتى فى اغلب اوقاتهم |
| Sizleri bilmiyorum ama bu 15 resim dışında aile fotoğraflarının çoğunda ben yokum. | TED | لا أريد أن احكم عليكم .. ولكن بالنسبة لي تلك الصور ال15 فأنا لست من محبين إلتقاط الصور العائلية ولا أظهر في معظمها |
| Çatışmalarda çok koktuğum oldu, ancak orada bulunduğum zamanın çoğunda korkmadım. | TED | لقد كنت خائف جدا أثناء القتال، لكن أغلب الوقت وعندما أكون خارجًا، لم أكن خائفا. |
| Çocukluğumun çoğunda orada olmayan babam, diğer erkeklerin yaptığını yapıyordu: Ülkesi için savaşıyordu. | TED | ووالدي الذي كان غائبًا أغلب فترات طفولتي المبكرة كان يفعل ما يفعله الرجال الآخرون: القتال من أجل الوطن. |
| Çocukluğumun çoğunda yanımda olmayan babam bu sefer yanımdaydı. | TED | أبي الذي كان غائبًا أغلب فترات طفولتي المبكرة، عاد مجددًا إلى حياتي. |
| Gelişmekte olan ülkelerin bir çoğunda çoğu antibiyotik bu şekilde satılıyor. | TED | في أغلب الدول النامية، معظم المضادات الحيوية لا زالت كذلك. |
| Bu durumların pek çoğunda içerik, karışıklığı ortadan kaldırıyor. | TED | في أغلب الأحوال، فإن السياق هو الذي يبدد أي التباس. |
| Bizi depresyona sokan şeyler vakaların çoğunda bu Kamboçyalı çiftçinin başına gelenlerden çok daha karmaşık. | TED | فالأمور التي تصيبنا بالاكتئاب تكون في أغلب الأحوال أكثر تعقيدًا مما حدث مع هذا المزارع الكمبودي. |
| Bu yılların çoğunda fırtına öncesi 9-12 günlük bir durgunluk olmuş. | Open Subtitles | في معظم السنوات يسود السكون بين تسعة وعشرة أيام قبل العواصف. |
| Sanırım artık okulların çoğunda fiziksel şiddet karşısında işine son veriyorlar. | Open Subtitles | حسنا اعتقد ان معظم المدراس حاليا تقلل فعلا من الاساءة الجسدية |
| O kadar genç ki hayatının çoğunda Bruce Jenner kadındı. | Open Subtitles | يافع جداً، فقد كان بروس جينر امرأة في معظم حياته |
| Bak mesele şu, Tupac, DMX, Dr Dre, şarkılarının çoğunda ırkçı,düşmanca bir kelime kullanıyorlar.. | Open Subtitles | اليك هذا الامر توباك و دي ام اكس و دكتور دري في اغلب اغانيهم استخدموا منزلق عرقي متطاير كبير |
| Afrika'nın çoğunda as sayıda radar vardı, izleyen kişi sayısı daha da azdı. | Open Subtitles | لم يكن هناك رادارات فى اغلب افريقيا وحتى اناس اقل لتشاهدها |
| Dünyada çok fazla çöp tenekesi var, ve çoğunda yarım bir muz yok. | Open Subtitles | ، هناك الكثير من صناديق القمامة في العالم وليس في معظمها . سيجد نصف موزة |
| Insanlık tarihinin çoğunda, müzisyenler, sanatçılar, topluluğun bir parçası oldular, | TED | لمعظم التاريخ البشري، كان الموسيقيين والفنانين جزءا من المجتمع، |
| Söylediklerini düşündüm ve bir çoğunda haklıydın. | Open Subtitles | لقد فكرت كثيرا بما قلت؟ وكنت علي صواب في كثير من الاشياء |
| çoğunda inanılmaz başarısız olduk, ama bugün kazandık. | Open Subtitles | أعني أن أغلبها انتهى بفشلٍ ذريع لكننا نجحنا اليوم. |
| Seri katillerin çoğunda bunun olduğunu biliyorsun. | Open Subtitles | ومعظم السفاحين المتسلسين عندهم ذلك |
| Amber hatırı sayılır bir parayla ortadan kayboldu, ki çoğunda benim hakkım var. | Open Subtitles | هربت (آمبر) بمبلغ كبير من المال، ولديّ حصة معتبرة منه. |
| Bu şarap bardaklarının çoğunda da Claire'ın ruj izi var. | Open Subtitles | و ملمع شفاه كلير على الكثير من هذه الكؤوس |