| Ama Judy'nin gizliden gizliye insanların davet ettiği o çocuksuz çift olmayı umduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | بأننا أولئك الزوجين بدون أطفال يدعونهم الناس عندهم |
| Ama hayatınızın sonraki aşamasında neler olduğunu görebilmeniz için, katetmeniz gereken yolları geçmelisiniz çocuklu, ya da çocuksuz. | Open Subtitles | وعليك أن تكون قادرًا على سماع الخطوة التالية في حياتك أي مسار تريد الانتقال إليه مع أو بدون أطفال |
| Bir tane çocuksuz yaşlı çift bir kaç tane bekar kamyon şoförü,.. | Open Subtitles | هناك زوجين مسنين .. بدون أطفال زوجين عاذبين من سائقي الشاحنات |
| Peter ile mutlu ama çocuksuz bir evliliği var. | Open Subtitles | وهي متزوجة بسعادة بـ(بيتر) والذي لا أولاد له |
| Şu Burgundy'deki çocuksuz kaltak tatlı gibi yer onu. | Open Subtitles | تلك الغبية التي لا أولاد لديها في (بورغندي) ستحصل لها على الحلويات فقط |
| Beyi vefat edince, çocuksuz, tek başına kaldı. | Open Subtitles | لكنه مات تارك تلك المرأه المسكينة بلا أطفال |
| Ne şefkatli bir disiplin. Belki bir gün, birileri de seni sever, çocuksuz hizmetçi. | Open Subtitles | تأديب عال ، ربما ذات يوم سيحبك أحدهم أيتها الخادمة التي بلا أطفال |
| Beş yıl sonra çocuksuz kalıp başka biriyle evlendi. | Open Subtitles | بعد خمس سنوات تركته دون أطفال وتزوجت رجلا من خوست |
| Ve kendini sekssiz, çocuksuz bir hayata mahkum ederdin. | Open Subtitles | و لقد قمت بالحكم على نفسِك بـ حياة دون جنس و دون أطفال |
| çocuksuz kalmanı sağlayabilecek biri olarak söylüyorum. | Open Subtitles | . الشخص القادر على التأكد من بقائك بدون أطفال |
| Güney Yakası'na taşınan bir sürü çocuksuz çift var. | Open Subtitles | هناك أزواج كثيرة بدون أطفال ينتقلون إلى الجنوب |
| Fakat başkalarının ön yargıları bizi çocuksuz kalmaya mahkum etti. | Open Subtitles | لكن علم الأحياء ...والتحيز للآخريين تآمروا لأبقائنا بدون أطفال |
| Gürültüsüz, problemsiz, çocuksuz. | Open Subtitles | بدون إزعاج، بدون مشاكل، بدون أطفال |
| Gürültüsüz, problemsiz, çocuksuz. | Open Subtitles | بدون إزعاج، بدون مشاكل، بدون أطفال |
| Yalnız bir kadın çocuksuz, sonunda kendi ailesine sahip olacağını düşleyen. | Open Subtitles | امرأة عزباء بلا أطفال تحلم بأن تحصل على عائلة |
| Jamie'yi alış veriş arabasında görüp, kaçıran çocuksuz bir çiftmiş. | Open Subtitles | كانا زوجين بلا أطفال اللذان يفترض أنهما رأوها في في عربة التسوق واختطفاها |
| Tamam. 35'nde ve çocuksuz olan Charlotte işi ciddileştirmeye karar verdi. | Open Subtitles | (تشارلوت)، 35 عام دون أطفال قررت أنه حان الوقت للعمل الجاد |
| - Bekar ve çocuksuz olma hayali. | Open Subtitles | -كوني عزباء ومن دون أطفال |