Gerçekten anlatmak istediğim son hikayeye gelirsek, çünkü yaptığım bütün bu işlerin içinde bana en çok şey ifade eden belki de budur. | TED | والقصة الأخيرة أريد فعلا أن أخبركم بهذه القصة، لأنها على الأغلب القصة التي تعني الكثير لي من كل ما أفعله. |
Aslında öyleyim, o yüzden benim için çok şey ifade ediyordu. | Open Subtitles | كذلك أنا ، لذلك هذا يعني الكثير بالنسبة لي |
Kısa zaman önce benim için çok şey ifade ediyordun. | Open Subtitles | منذ فترة ليست بالطويلة كنتي تعنين الكثير لي |
Ama ne kadar iyi olduğunu... ve bunun senin için çok şey ifade ettiğini biliyorum. | Open Subtitles | ولكن أعرف كم أنتي بارعة وأعرف بأن ذلك يعني الكثير لك |
Burada bulunman benim için çok şey ifade ediyor. | Open Subtitles | في الحقيقة فإن وجودك هنا يعني كل شيء بالنسبة إلي. |
İleri süreceğim ilk fikir hepimizin müziği gerçekten çok sevdiğidir. Bize çok şey ifade eder. | TED | الفكرة الأولى التي أود طرحها هي أننا كلنا كلنا نحب الموسيقى. إنها تعني الكثير لنا |
Ama arkadaşlığınız bana çok şey ifade ediyor, gerçekten. | Open Subtitles | ولكن صداقتك تعني الكثير بالنسبة لي بالفعل. |
Gerçekten Düşüncesizce davrandım. Ama o kadın bana çok şey ifade ediyor. | Open Subtitles | لم أكن محترم , لكن المرأة تعني الكثير لي |
Bak, biliyorum, ben birlikte olacağın sadece ikinci kişiyim, bu çok şey ifade ediyor, ve bunun o kadar anlam... | Open Subtitles | انظر انا اعرف انني حبك الثاني واعرف ان هذا يعني الكثير ولكني لا اريد ان لا يعني الكثير |
Bu bana çok şey ifade ediyor, çok teşekkür ederim Seni hayal kırıklığına uğratmayacağım | Open Subtitles | هذا يعني الكثير بالنسبة لي، شكراً جزيلاً لك، لن أخيب ظنك |
Lütfen alınma fakat benim için çok şey ifade ediyorsun ve sana hizmetinden çok daha fazla değer veriyorum. | Open Subtitles | أرجوك لا تشعري بالإساءة ولكنك أصبحت تعنين الكثير لي وأنا أقدر ليس مجرد خدمتك |
Ve hala yapıyorsun. Eminim bu onun için çok şey ifade ederdi. | Open Subtitles | ولا تتوقف عن المحاولة أنا أعلم بأن ذلك يعني الكثير لها |
Yani milyonlarca hediye yoktu, ama gelmen bizim için çok şey ifade ediyordu. | Open Subtitles | أعني، لم تكن هناك الملايين من الهدايا. ولكن الحقيقة أنكم جئتم على الإطلاق يعني كل شيء بالنسبة لنا. |
Ted'i kimin öldürdüğünü bulsanız da bulmasanız da çabanız çok şey ifade ediyor. | Open Subtitles | سواء وجدت من قتل تيد أو لا أنه يعنى الكثير أنك قد حاولت |
Başlık çok şey ifade eder. | Open Subtitles | هذا العنوان يعني الكثير من الأشياء. |
Jerry'nin düşünceli bir sevgili olması çok şey ifade ediyor. | Open Subtitles | الحقيقة هي أن المراعي لشعور الآخرين الحبيب جيري يقول الكثير |
Bu nedenle benim ve tüm bilim dünyası için çok şey ifade eden akıl hocamı gururla huzurunuza çağırıyorum. | Open Subtitles | انها ما تجعلني فخورة ان اناديك.. معلمي و لانك عنيت الكثير لي |
Bence siz de onun için çok şey ifade ediyorsunuz. | Open Subtitles | من الأفضل أن تعتقد أنك تعنى الكثير بالنسبة لها |
Bizim bilimimizi anlamadan sana çok şey ifade edeceğinden şüpheliyim. | Open Subtitles | أشك أنه سيعني الكثير لك بدون فهم علومنا وهندستنا |