| Dünyaya sunacak o kadar çok şeyi varmış ki. | Open Subtitles | كيلبرن كان لديه الكثير ليقدمه للعالم |
| Dünyaya sunacak o kadar çok şeyi varmış ki. | Open Subtitles | كيلبرن كان لديه الكثير ليقدمه للعالم |
| Ian'ın ne kadar çok şeyi varmış. | Open Subtitles | (لديه الكثير من الأغراض ، (إيان |
| Görünen o ki yaslı dulumuzun kutlayacak çok şeyi varmış. | Open Subtitles | يبدو أنّ أرملتنا الحزينة كان لديها الكثير لتحتفل حوله. |
| İcabına bakmadan önce kısa bir sohbetimiz oldu kadının Ridgemont daireleriyle ilgili söyleyecek çok şeyi varmış. | Open Subtitles | لذلك قبل أن أهتم بها، كان لدينا نقاش قصير وكان لديها الكثير لتقوله بخصوص شقق "ريدجمونت" |
| Söyleyecek çok şeyi varmış gibi görünüyor. | Open Subtitles | لكنها تبدو كأن لديها الكثير لقوله. |
| Söyleyecek çok şeyi varmış. | Open Subtitles | لديها الكثير لتقوله. |