| Aslında annesinin yaptığından çok daha eğlenceli şeyler bulmalıyım. | Open Subtitles | مثاليّاً، أكثر متعة بكثير ممّا تفعله أمّها معها | 
| Açıkçası bu annemle 12 saat kilisede kalıp meyveli kek yemekten çok daha eğlenceli. | Open Subtitles | و التي تبدو و بصراحة أكثر متعة من قضاء 12 ساعة في الكنيسة مع أمي متبوعة بتناول كعكة الفواكه | 
| Biliyorsun benimle olduğunda Kristen'dan çok daha eğlenceli olur. | Open Subtitles | تعلمين، أنك سوف تستمتعي أكثر معي عن (كريستن). | 
| Haklıymışsın. Senin yöntemin çok daha eğlenceli. | Open Subtitles | كنتَ على حقّ، طريقتك أمتع بكثير. | 
| Benden çok daha eğlenceli her tip kadınla her tip eğlenceyi yaşadı. | Open Subtitles | كان يحظى بكل أنواع المرح مع كل أنواع النساء اللاتي هن أكثر مرحاً مني | 
| Gerçek, hayalden çok daha eğlenceli olabiliyor. | Open Subtitles | كانت أول مرة أدرك أن الواقع التام يمكن أن يكون أكثر إمتاعاً بكثير من الخيال | 
| Elinde bir şey olmadığı ve kariyerin terazide asılı olduğu zaman, bu çok daha eğlenceli. | Open Subtitles | إنه مرح أكثر بكثير عندما ليس لديك شيء ومهنتك معلّقة في الميزان. -ما الأمر؟ | 
| Evet Cleveland, eski eşinden çok daha eğlenceli. | Open Subtitles | أجل يا كليفيند، أنها أمتع مما عند الزوجة | 
| Başka kimse inanmadığında inanmak çok daha eğlenceli. | Open Subtitles | انه من الممتع ان اظن ذلك ، حتى لو لم يظن احد | 
| Ayrıca geceleri birbirimizi ısıtmaya çalışmak çok daha eğlenceli. | Open Subtitles | بالاضافة الى المتعة في تدفئة بعضنا البعض في الليل | 
| Bunları sokmak daha eğlenceli, kanka. çok daha eğlenceli. | Open Subtitles | هناك الكثير من المتعة, الكثير منها | 
| Ama böylesi çok daha eğlenceli. | Open Subtitles | كي يكون في علاقة معك ولكن الأمر أكثر متعة هكذا | 
| Elinde pala ile askeri bir kontrol noktasını gözetlemeye gidince tatil çok daha eğlenceli bir hal alıyor. | Open Subtitles | مشاهدة المناظر الطبيعة أكثر متعة مع المنجل و مراقبة نقطة تفتيش عسكرية | 
| Sana söyleyebilirdim ama sürpriz olsa çok daha eğlenceli olmaz mıydı? | Open Subtitles | لأخبرتك، لكن ألن يكون الأمر أكثر متعة إن ظلّ مفاجأة؟ | 
| Sana söyleyebilirdim ama sürpriz olarak kalsa çok daha eğlenceli olmaz mı? | Open Subtitles | لأخبرتك، لكن ألن يكون الأمر أكثر متعة إن ظلّ مفاجأة؟ | 
| Tamam, öyleyse bile çok daha eğlenceli olurdu. | Open Subtitles | حسنا، إذا كان، أود أن يكون لها بطريقة أكثر متعة. | 
| Biliyorsun benimle olduğunda Kristen'dan çok daha eğlenceli olur. | Open Subtitles | تعلمين، أنك سوف تستمتعي أكثر معي عن (كريستن). | 
| Eğer içecek bir şeyler olsaydı bu çok daha eğlenceli ol... | Open Subtitles | -سيكون هذا أمتع بكثير لو أن لديّ ... | 
| Hmm. Babam birkaç biradan sonra çok daha eğlenceli oluyor. | Open Subtitles | أتعلمون ، أبي أكثر مرحاً بعد شربه لبعض البيرة | 
| Başkasına kızmak çok daha eğlenceli. | Open Subtitles | كلا، الأمر أكثر مرحاً أن توجهي غضبكِ على شخصٍ آخر | 
| Bu onları idam etmekten çok daha eğlenceli olacaktır ve halkın hoşuna gidecektir. | Open Subtitles | سيكون أكثر إمتاعاً من إعدامهم والشعب سيحبون ذلك | 
| Adalet Bakanlığı devreye girince çok daha eğlenceli olacak. | Open Subtitles | سيكون أكثر إمتاعاً عندما تتدخل وزارة العدل | 
| Eminim çok daha eğlenceli olacaktır tabi. | Open Subtitles | سيكون ذلك مرح أكثر | 
| Vay. Bu gece düşündüğümden çok daha eğlenceli geçti. | Open Subtitles | -هذه الليلة كانت أمتع مما ظننت أنها ستكون | 
| Ödümü bokuma karıştırmak çok daha eğlenceli tabii. | Open Subtitles | انه من الممتع ان يخيفني | 
| Ayrıca geceleri birbirimizi ısıtmaya çalışmak çok daha eğlenceli. | Open Subtitles | بالاضافة الى المتعة في تدفئة بعضنا البعض في الليل | 
| - Evet. Çünkü öylesi çok daha eğlenceli. | Open Subtitles | ـ أجل، لأن فيه الكثير من المتعة |