| Tabii ki de yalnız yaşayıp da yalnız olmayan bir çok insan var. | TED | بالطبع هناك الكثير من الناس الذين يعيشون وحدهم وليسوا وحيدون |
| Senin eski sevgilin ve Olivia'nın gölgesi arasında çok insan var. | Open Subtitles | بين صديقك السابق وظل أوليفيا، هناك أشخاص كثر. |
| - Evet. Ama o maskeyi gururla takacak çok insan var. | Open Subtitles | لكن هناك الكثيرون على استعداد أن يرتدوا قناع زورو بكل فخر |
| Besleyecek çok insan var, Ne kadar bulursan bul | Open Subtitles | هُناك الكثير من الناس يجب إطعامهم . فمهما وجدتوا من طعام ، لن يكون كافياً |
| Şimdi, bu gece teşekkür etmek zorunda olduğum bir çok insan var, fakat hayatımın aşkı ve çocuklarımın annesinden başlamak istiyorum | Open Subtitles | الآن، وهناك الكثير من الناس أنني بحاجة أن أشكر هذه الليلة، ولكني أود أن أبدأ مع حب حياتي و أم أولادي، |
| Bizden daha azıyla geçinen pek çok insan var. Kesinlikle. | Open Subtitles | نعيش على القليل الكثير مِنْ الناس تعيش بالقليل |
| Burada benden nefret eden çok insan var. | Open Subtitles | هناك العديد ممن يكرهوننى جداً هنا |
| Birbirine benzeyen çok insan var. | Open Subtitles | هناك العديد مِن الناس يبدون متشابهان |
| Çünkü hala onun kazandığını düşünen çok insan var. | Open Subtitles | لأن ما زال هناك الكثير مِنْ الناسِ الذي يَعتقدونَ بأنّه رَبحَ. |
| İyiyim. Tanışman gereken bir çok insan var burada. | Open Subtitles | أنا بخير أنا بخير هنالك الكثير من الناس لتقابلهم |
| - Büyük. İçinde çok insan var mı? | Open Subtitles | كبيرة كثير من الركاب عليها ؟ |
| Umarım öyledir yani. Onlara ihtiyacımız var. Ölmesi gereken çok insan var daha. | Open Subtitles | أقلّه هذا ما آمله، سنحتاج إليهما، فثمّة أناس كثيرون ما زال يجب موتهم. |
| Evet, James Woods Lisesinin kazanmasına bahis yapacak bir çok insan var. | Open Subtitles | حسنا هناك العديد من الناس الذين يريدون المراهنة علي جيمس وودز لتفوز. |
| Bunun bir sebebi ise evde düşündüğünden daha çok insan var veya en azından evde düşündüğünden daha çok ilişkiler var. | TED | وسببه أن هناك الكثير من الأشخاص في منزلك أكثر مما تظن، أو على الأقل علاقات أخرى كثيرة. |
| Çevrede çok insan var, çok sayıda da cep telefonu. | Open Subtitles | ثمة الكثير من الناس في الجوار, والكثير من الهواتف الخلوية |
| Dağılımın en solunda yer alan pek çok insan var, bunlar haklarında beklenenden 10 kat daha az konuşulmuş olan insanlar. | TED | هناك الكثير من الناس ينتهون في أقصى يسار التوزيع تم الحديث عنهم حوالي 10 مرات أقل مما يجب أن يكون. |
| Bu uygulamayı halihazırda kullanan çok insan var, ve bunun eğitimle ilgili yönünü biraz konuştuk. | TED | والآن هناك الكثير من الناس الذين يقومون بهذا بالفعل وقد تحدثنا عن القليل فقط في الجانب التعليمي. |
| Ofiste çok insan var. | Open Subtitles | هناك أشخاص كثر في المكتب. |
| Ama o maskeyi gururla takacak çok insan var. | Open Subtitles | لكن هناك الكثيرون على استعداد أن يرتدوا قناع زورو بكل فخر |
| Ve sanırım, tam da bu kısımda bir görüş ayrılığı var, bu salonda, dünya çapında internet ile ilgili farklı görüşleri olan pek çok insan var. | TED | واعتقد ان هذا تحديدا هو السبب في وجود انقسام في الرأي, ان هناك الكثيرون موجودون هنا و حول العالم الذين يعتقدون في الانترنت بصوره مختلفه . |
| Artık sana bel bağlayan çok insan var, onu söylüyorum. | Open Subtitles | إنّي أقول فحسب، هُناك الكثير من الناس يُعوّلون عليك، أليس كذلك؟ |
| Bu profile uyan çok insan var. | Open Subtitles | وهناك الكثير من الناس تناسب هذا المشروع. |
| Bizden daha azıyla geçinen pek çok insan var. | Open Subtitles | نعيش على القليل الكثير مِنْ الناس تعيش بالقليل |
| Bu tanıma uygun çok insan var. | Open Subtitles | هناك العديد ممن ينطبق عليهم هذا الوصف |
| Birbirine benzeyen çok insan var. | Open Subtitles | هناك العديد مِن الناس يبدون متشابهان |
| Ufak bir rol için çok insan var burada. | Open Subtitles | هناك الكثير مِنْ الناسِ هنا لهذا الدور صغير |
| Seni vuran adam gibi pek çok insan var. | Open Subtitles | هنالك الكثير من الناس أمثال الرجل الذي أطلق عليكِ النار |
| - Büyük. İçinde çok insan var mı? | Open Subtitles | كبيرة كثير من الركاب عليها ؟ |
| Umarım öyledir yani. Onlara ihtiyacımız var. Ölmesi gereken çok insan var daha. | Open Subtitles | {\pos(190,220)}،أقلّه هذا ما آمله، سنحتاج إليهما فثمّة أناس كثيرون ما زال يجب موتهم. |
| Orada hayatta kalacak ve durumları iyileşecek pek çok insan var. Bunda Ebolayı yenmek için yaptığınız yardımların payı olacak. | TED | هناك العديد من الناس الذين سيتم إنقاذهم ليزدهروا، و جزء من ذلك مساعدتكم لنا بالقضاء على الإيبولا. |
| Ama bu hastanede, gerçekten büyük acılar çeken, pek çok insan var. | Open Subtitles | لكن هناك الكثير من الأشخاص في هذه المستشفى يتألمون بشدة |
| Burada konuşmaktan başka yapacak şeyi olmayan çok insan var. | Open Subtitles | . هناك الكثير من الناس في هذه البلدة ليس لديهم شيء إلا الجلوس والكلام. |