Yüksek hızla giderken kör bir kazaya maruz kalmıştı. (Kör kaza: bir aracın diğer araca yan tarafından çarpması) Çok, çok kritik bir durumdaydı. | TED | صدمت بجانب السيارة بسرعة عالية حالة حرجة جدا |
Gezegenimizden, Antartika ve Kutuplar gibi çok kritik bölgelerden bilgi topluyor. | TED | أنهم يأخذون معلومات من كوكبنا في أماكن حرجة للغاية مثل القارة القطبية و الأعمدة |
Sekiz adamıyla beraber çok kritik bir durumda kaldı. | Open Subtitles | يوجد 8 عملاء من الفريق التكتيكي في حالة حرجة |
Woodstock lnternational ve Manor House arasındaki maçta çok kritik bir noktadayız. | Open Subtitles | المباراة بين ويندرستوك إنترنلشيونال و مونار هاوس إن المباراة تمر بلحظات حاسمة.. |
Ülkemizi bekleyen önümüzdeki 4 yılın çok kritik olduğunun tamamıyla farkındayım... | Open Subtitles | مع تفهمى الكامل أن السنوات الأربع القادمة هى سنوات حاسمة |
Eğer deşmeye devam ederse, bir şeyler bulmaya başlayacak ve bugün de çok kritik. | Open Subtitles | , لو أنها تابعت ذلك , فسوف تكتشف أشياء كثيرة و اليوم حاسم |
Özenli ve yavaş olmamız lazım çünkü kan kaybı çok kritik. | Open Subtitles | نحتاج لأن نتحلى بالدقة وتنفيذ الأمر ببطيء لإن الدم المفقود أمر بالغ الأهمية |
Hastanın durumu çok kritik. | Open Subtitles | لكن يجب عليكِ المغادرة الآن هذا المريض في حالة حرجة |
Buradaki herkes tek kişi ve son saatleri çok kritik. | Open Subtitles | كلواحدمنهمفريد، و ساعات الأخيرة كانت حرجة. |
Kusura bakmayın ama önümüzdeki 24 saat çok kritik. | Open Subtitles | ذلك مهم جدا انا أسفة لكن الـ 24 ساعة المقبلة حرجة |
Diğeri banka çalışanıydı ve durumu çok kritik. | Open Subtitles | الضحية الثانية كانت صرافة البنك وهي بحالة حرجة |
- Önümüzdeki 48 saat çok kritik. | Open Subtitles | -الساعات 24 القادمة سوف تكون حرجة بالنسبة له ؟ |
Baltimore'lu Doktor Yaralı! FBI Ajanının Durumu çok kritik | Open Subtitles | [طبيب محلي جرح بشدة] [عميل فيدرالي في حالة حرجة] |
Şu an skorların oldukça yakın olduğunu düşünürsek bu çok kritik olabilir. | Open Subtitles | قد تكون هذه لحظة حاسمة لما قد يكون الآن نقاط مقاربة |
Önümüzdeki 48 saat çok kritik. 48 saat sonra emin olacağız. | Open Subtitles | ولكن ال 48 ساعة المقبلة حاسمة لن نعرف على وجه اليقين حتى ذلك الحين |
Başka bir deyişle, ilk 24 saat sizin için çok kritik olacak. | Open Subtitles | بكلام آخر، فالساعات الأربعة والعشرين الأولى حاسمة. |
Önümüzdeki 24 saat çok kritik. | Open Subtitles | الأربع و العشرون ساعة القادمة ستكون حاسمة |
Önümüzdeki 12 saat çok kritik olacak. | Open Subtitles | الـ12 ساعة القادمة ستكون حاسمة |
Bana öyle geliyor ki bu, senin için çok kritik bir yıl olacak. | Open Subtitles | يبدو لى أن هذا عام حاسم بالنسبة لك |
Eldivenler işe yaramayacak, çok kritik bir element eksikmiş. | Open Subtitles | القفّاز سيخفق، إذ يفتقر لعنصر حاسم. |
Zaman çok kritik. Kuzeye doğru dönüş yapın. | Open Subtitles | الوقت حاسم إتجهوا شمالاً |
Bir kez daha soracağım, çünkü çok kritik. | Open Subtitles | ،سأعيد طرح هذا السؤال مرة أخرى فقط فالأمر بالغ الأهمية |