| O oyunculuğu çok seviyor, küçüklüğünden beri hep aktör olmak istedi. | Open Subtitles | إنه يحب التمثيل، لطالما أراد أن يصبح ممثلاً. حتى في صغره |
| Hayvanları çok seviyor. Hayvanat bahçesine gidince maymunların başından ayrılmıyor. | Open Subtitles | إنه يحب الحيوانات كثيراً، في الحديقة لا يمكنني إبعاده عن قفص القرود |
| Olabildiğince sık gidiyoruz çünkü o çok seviyor. | Open Subtitles | نحاول ان نستمتع قدر الإمكان أقصد ، كما تعلم إنها تحب ذلك |
| Bu saçmalıkları yazarken kullandığı boya kalemleriyle ...nokta çizmeyi çok seviyor olmalı! | Open Subtitles | لا بد انه يحب وضع النقاط بالوان زاهيه عندما يشرع بكتابة هذا الهراء |
| Ama kocanız sizi çok seviyor, öyle değil mi? | Open Subtitles | اٍن زوجك يحبك كثيرا ، أليس كذلك ؟ ليونارد ؟ |
| O elmaları çok seviyor. Onlardan elmalı turta ve elma suyu yapıyor. | Open Subtitles | إنه يحب هذا التفاح، يقوم بإعداد فطيرة التفاح وعصير التفاح بها |
| Harika bir adam ve seni de çok seviyor. | Open Subtitles | انه رجل رائع بالاضافة انه يحبكِ كثيراً. |
| - Ama Bayan Osmond üvey kızını... - çok seviyor, bir şeyler yapabilir. | Open Subtitles | السيدة أوزموند مولع لها ربيبة، وقالت انها قد تفعل شيئا. |
| Müziği çok seviyor, muhtemelen müzik dinlemeye gidiyoruz. | Open Subtitles | إنه يحب الموسيقى , لذا الأرجح سنذهب للإستماع إلى الموسيقى |
| Ramen'i çok seviyor, onu Ichiraku'da sık sık görürüm. | Open Subtitles | إنه يحب الرامن ,لهذا أراه أغلب الأحيان في محل اتشيراكو |
| Buzlu kokteyli çok seviyor ama kendini dizginleyemiyor. | Open Subtitles | إنها تحب شرابها ولكنها لا تستطيع الحفاظ على نفس الوتيره |
| Biranın adını verdi. Cidden çok seviyor. | Open Subtitles | أسماها بذلك بعد البيرة إنها تحب هذا كثيرًا. |
| - Frank onu çok seviyor. Konuşma tarzını çok seviyor. | Open Subtitles | " فرانك " مغرم به بجنون انه يحب طريقة كلامه |
| Oliver, şunu bilmenizi istiyor kendine özgü bir şekilde olsa da sizi çok seviyor. | Open Subtitles | أوليفير يريدك أن تعرف بطريقته الخاص هو يحبك كثيرا |
| Her neyse, kitapta, oğlan kızı çok seviyor. | Open Subtitles | على أية حال فى الكتاب يحب هذا الرجل هذه البنت كثيراً |
| Kocan seni çok seviyor. | Open Subtitles | زوجكِ يحبكِ كثيراً |
| - Baban insanların başlarını vücutlarından ayırmayı çok seviyor. | Open Subtitles | أنظري, والدكِ مولع بفصل رؤوس الناس عن أجسادهم |
| İnanmıyorum. Abartmayı çok seviyor. | Open Subtitles | -ربّاه، كم يحبّ أن يكون انفعاليًّا ! |
| Hala tasmasını bıraktığında bile parktan dışarı çıkmazdı. Ddoong Ja bunu çok seviyor. | Open Subtitles | حتى لو ان العمه اطلقت سراحها فاهي لا تهرب خارج الحديقه دونق جا تحب هذا حقا |
| Sadece seni çok seviyor. Senin tehlikede olman onun için çok zor. | Open Subtitles | أنها فقط تحبك كثيرا وصعب عليها أن تراك في خطر |
| Bu büyük bir jest! Beni çok seviyor olmalısın. | Open Subtitles | هذه اللفتة منك تعنى أنك تحبنى حقاً |
| Seni dünyadaki herşeyden çok seviyor. | Open Subtitles | انه يحبك اكثر من أي شيء في الدنيا |
| İşini çok seviyor, hayatı çok seviyor ve senin daha çok çalışmanı ve daha iyi olmanı sağlıyor. | Open Subtitles | انها تحب عملها, وتحب الحياة ذلك يجعلك تريد ان تعمل بجد اكثر وبإتقان |
| insanlarını çok seviyor. - Sorun değil, ama ... | Open Subtitles | هو يحبكم أنتم الإثنان حسناً لكن؟ |
| Yöre insanı, belediye meclis üyesini çok seviyor. | Open Subtitles | شعب مقاطعتكم يُحبّ عضوة مجلس مدينتهم. |