| Siz çok seyahat yapıyorsunuz, değil mi? Bunun için sigorta yaptırmalısınız. | Open Subtitles | لابد وأنك تسافر كثيراً أيضاً, صحيح أنت تحتاج تأميناً بالطبع, أليس كذلك ؟ |
| Annemin söylediğine göre, annem Güney Amerika'yı ziyaret etmek istemiş, çok seyahat ediyormuş ve bir grup insanla tanışmış. | Open Subtitles | مما أخبرتني به والدتي، هو أنها كانت تريد... زيارة أمريكا الجنوبية. فكانت تسافر كثيراً... |
| Kedi hakkında fazla bir şey bilmiyorum. İş için çok seyahat ettim. | Open Subtitles | لا أعرف الكثير عن القطة لقد كنت أسافر كثيراً من أجل العمل |
| Devlet okuluna gidemez çünkü çok seyahat ediyorum. | Open Subtitles | لا يستطيع أن يذهب الى واحدة عامة لأنني أسافر كثيراً |
| Son günlerde çok seyahat ediyorum bunu biliyorsun. | Open Subtitles | لقد سافرت كثيراً في الوقت الماضي ,انت تعرفين هذه هي المشكلة ,كل الأعذار |
| çok seyahat eder. Onu istediğim kadar sık göremiyorum. | Open Subtitles | إنه يسافر كثيرا و لا أجد الوقت الكافي لرؤيته |
| Zamanında ben de çok seyahat ederdim. | Open Subtitles | في ايامي ... كنت ايضا اسافر كثيرا |
| - çok seyahat ediyor olmalısın. | Open Subtitles | -لا مشكلة -أنت يجب أَن تسافر كثيراً |
| Belki Bolivya'ya o kadar çok seyahat etmemiş olsaydın, o bunu... | Open Subtitles | "لا ، ربما لو لم تكن تسافر كثيراً في "بوليفيا ...أو غير ذلك ، كانت لتفكر - مهلاً ، مهلاً ، مهلاً ، مهلاً - |
| İş için çok seyahat ediyor olmalı. | Open Subtitles | إنها تسافر كثيراً للعمل |
| çok seyahat ediyorum. Ayrıca hiçbir mesaj almadım. - Gerçekten özür dilerim | Open Subtitles | ...إنا أسافر كثيراً ولم أتلقى إي رسالة, فأرجو منك تقبل إعتذاري |
| Bugünlerde çok seyahat etmiyorum. | Open Subtitles | حسناً, أنا لا أسافر كثيراً هذه الأيام |
| çok seyahat ederim, ondandır. | Open Subtitles | حسنا، أنا أسافر كثيراً |
| İşin güzel tarafı, çok seyahat ediyorsunuz. | Open Subtitles | على الجانب الصحيح لقد سافرت كثيراً |
| İş için çok seyahat ederim de. | Open Subtitles | لقد سافرت كثيراً من اجل العمل. |
| Evet, bence bu Turk futbol sahası ötesinde çok seyahat etmiyor. | Open Subtitles | أجل .. أنا أظن بأن تيرك لا يسافر كثيرا ما وراء ملعب كرة القدم. |
| - çok seyahat eder. Birkaç yıldır Almanya'da yaşıyor. | Open Subtitles | هو يسافر كثيرا هو الان يعيش في المانيا لبضعت سنوات |
| çok seyahat ediyorum. | Open Subtitles | لقد كنت اسافر كثيرا فنادق .. |
| The Carnival of Venice Babam hayattayken, çok seyahat ettik. | Open Subtitles | حين كان أبى على قيد الحياة ، كنا نسافر كثيراً |
| Ben çocukken ailecek çok seyahat ederdik. | Open Subtitles | عائلتي اعتادت على السفر كثيرا عندما كنت طفلا |
| O kadar çok seyahat ediyorum ki bunlarla uğraşmak zorunda kalmıyorum bile. | Open Subtitles | - أسافر كثيرا هذا عادة ما أقوم به أختفي فقط. - واو. |
| çok seyahat ediyorsun. | Open Subtitles | انت تسافر كثيرا |
| Evelyn. Alan bana çok seyahat ettiğini söyledi. | Open Subtitles | (إفلين)، أخبرني (آلان) أنّكِ تسافرين كثيراً. |