| Şehir merkezine çok yakın. Siz ne kadar yakın olmasını isterdiniz? | Open Subtitles | أنه قريب جداً من وسط المدينة ما مدى القرب الذي تريده؟ |
| Gençken gördüğün şey odur her şey çok yakın görünür. | Open Subtitles | هذا ما ترينه في شبابك كل شئ يبدو قريب جداً |
| Piter'in size söylemediği çok yakın olan birini bizim kontrol ettiğimiz. | Open Subtitles | وماذا بيتر لا اخبرك لو سيطرنا على شخص ما قريب جدا |
| Büyük büyük annem ve babam Nijer Nehri kıyısına çok yakın büyümüş. | TED | ترعرع أجداد أجدادي بالقرب من حافة نهر النيجر. |
| Ve belki çok yakın bir zamanda, derin uykundan uyanacaksın. | Open Subtitles | وربما يوما ما قريباً جداً سوف تستيقظين من نومك الطويل |
| Müzik grubuna da çok yakın. | Open Subtitles | تلك الطاولة قريبة جداً من الفرقة الموسيقية |
| Yaklaşık 10 dakika önce bir gezegene geçit açtık, bu gezegen bir kara deliğin ya kenarında ya da çok yakın. | Open Subtitles | منذ ما يقرب من 10 دقائق تقريباً إخترقنا أحد المسارات الدودية التى كانت فى داخل أو قريبة من أحد الثقوب السوداء |
| Burası kocasının mağazasına çok yakın. | Open Subtitles | وأعتقد أن هذا المكان قريب جداً من متجر زوجها |
| Hedef çok yakın. Atışa uygun bir mesafeye taşıtabilir miyiz? | Open Subtitles | إنّ الهدف قريب جداً هل بالإمكان أن نضعه على مسافة مناسبة للرمي؟ |
| Bizim kampın hemen arkasındaki tepede. çok yakın... | Open Subtitles | فوق المرتفع الكبير خلف مخيمنا ، قريب جداً |
| Yüzüne çok yakın bir çekim istiyorum ve arkadan ışık vursun. | Open Subtitles | أريد تصوير قريب جدا و زووم على الطفل واضاءة خلفيه هنا. |
| Size çok yakın birinin kollarınızda ölmesinin ne kadar korkutucu olduğunu bilemezsiniz. | Open Subtitles | لايمكنك تخيل مقدار الرعب لوجود شخص قريب جدا منك يموت بين يديك |
| Aslında, yeteri kadar şaşırtıcı, yeteri kadar inanılmaz olan anatomi uzmanları çok yakın zamana kadar akciğerin yapısına ilişkin çok cılız fikirleri vardı. | TED | حسنا، من المذهل، والمثير للدهشة، أنّ علماء التشريح كانوا يعلمون القليل عن بنية الرئة حتى وقت قريب جدا. |
| Aorta çok yakın, bu yüzden örnek almak ciddi riskler taşımakta. | Open Subtitles | إنه بالقرب من الأورطي الحصول على العينة محفوف بالمخاطر |
| Aorta çok yakın, bu yüzden örnek almak ciddi riskler taşımakta. | Open Subtitles | إنه بالقرب من الأورطي الحصول على العينة محفوف بالمخاطر |
| Ayrıca içerik çok yakın olduğu için de. | TED | الى مشروعي المفضل لان هدفه كان قريباً جداً من هدفي .. |
| çok yakın bir aileydik. | Open Subtitles | العائلة بأكملها كانت قريبة جداً من بعضها |
| Çite çok yakın bir yerde büyüdüğü için kesilen bir ot,... | Open Subtitles | لقد كنت مثل الحشائش التي تنموا قريبة من السور ليتم قصّها |
| Uzaya yolculuk yapacaksınız, ve gizemli bir yere ama eve çok yakın. | Open Subtitles | وعليكم أن تسافروا إلى الفضاء، وإلى مكان غامض ولكنه قريب من المنزل. |
| Son birkaç yıldır çok yakın değildik. | Open Subtitles | لم نكن مقربين جداً فى العامين الأخيرين |
| - Pazartesi başlıyor. Buraya çok yakın. Seni yedide uyandırırım. | Open Subtitles | ابتداء من الإثنين إنه قريب للغاية ستستيقظين فى السابعة صباحاً |
| Pencereler yükseklik olarak uyuyor, ama yara açısına bakarsak çok yakın. | Open Subtitles | النوافذ يجيز الارتفاع، لكنهم قريبون جداً بناء على زاوية مسار الجرح |
| O noktadan sonra Dünya'ya, patlamanın yoldan saptıramayacağı kadar çok yakın olacağız. | Open Subtitles | بعد هذة النقطة يكون قريبا من الأرض الإنفجار لن يحرفة بما يكفي |
| -Evet ama onu olay esnasında, araçtan başka bir yerde olmadığını gösterecek, kaza mahalline çok yakın bir yere yerleştirecek türden bir bilgiye ihtiyacımız var. | Open Subtitles | نعم، ولكن نحن بحاجة الى شيء أن يضع لها على الساحة قريبة جدا من الوقت وقوع الحادث. شيء أن يقول لم يكن هناك مكان آخر |
| Ama Amerikalı dostlarımızın başarmaya çok yakın olduğunu da duyuyorum. | Open Subtitles | لكنني ايضاً اسمع ان اصدقائنا الامريكيين قريبين جداً من النجاح |
| çok yakın, çok yakın, beklerim | Open Subtitles | مبكر جداً مبكر جداً سأنتظر |
| İster inan ister inanma, biz çok yakın arkadaştık. | Open Subtitles | صدق أو لا لقد كنا أصدقاء مقربين جدا |