| Yarın akşama kadar bitirmeni de istedi... yüz duka daha ödeyeceğini söyledi. | Open Subtitles | ولو أنتهيت من العمل ليلة الغد... . سيدفع لك 100 دوكاتا أخرى. |
| Onun otele gitmesini istiyor. Parasını ödeyeceğini söylüyor. | Open Subtitles | يريد منها الذهاب لأحد الفنادق، إنه يقول أنه سيدفع ثمن إقامتها به |
| Onun otele gitmesini istiyor. Parasını ödeyeceğini söylüyor. | Open Subtitles | يريد منها الذهاب لأحد الفنادق، إنه يقول أنه سيدفع ثمن إقامتها به |
| Onun yerine, sonraki yemeğini nerede yiyeceğini ve ailenin bu ay kirayı nasıl ödeyeceğini düşünüyorsun. | TED | بدلًا من ذلك تفكر كيف ستؤمّن وجبتك التالية وكيف ستدفع عائلتك إيجار هذا الشهر. |
| Ama Wendall Rohr bu defa silah sanayiinin ödeyeceğini söylüyor. | Open Subtitles | المحامي ويندل روهر يقول أنها ستكون صعبة هذه المرة وأن شركات صناعة الأسلحة ستدفع الثمن |
| Burada, "Borcum olsun." demelisin. Ben de, "ödeyeceğini biliyorum." derim. | Open Subtitles | يجب أن تقول، "أنا مدين لك بخدمة"، فأقول، "أعرف أنك ستفي بكلمتك". |
| İpoteği kimin ödeyeceğini düşünme bile. | Open Subtitles | لا تعطى نفسك فرصة لتفكر ثانيه بالنسبة لمن سيدفع قرض السكن. |
| Bu makina için 20 dolarlardan oluşan 10.000 dolar ödeyeceğini söyledi. Ralph... | Open Subtitles | قال انه سيدفع لنا عشرة آلاف بأوراق 20 دولاراً |
| -Ne demek istiyorsun? -Salı günü ödeyeceğini söyledin. | Open Subtitles | مالذي تقصده لقد قال بأنه سيدفع يوم الثلاثاء |
| Peder McCourt'un günahlarının bedelini ödeyeceğini haykırıyordu. | Open Subtitles | لقد كان يصرخ بأن الأب ماك كورت سيدفع ثمن خطاياه |
| Annen ne yapacak bilmiyorum ama Ned'in kendi zararını ödeyeceğini söyleyebilirim. | Open Subtitles | حسناً لا أعلم ما الذي ستفعله معكِ ولكن نيد سيدفع نصيبه من هذا الضرر |
| Kimsenin ölü bir domuz için para ödeyeceğini sanmıyorum. | Open Subtitles | و لا أعتقد أن هنالك من سيدفع حتى يرى خنزيراً ميتاً |
| Ross operasyona ihanet eden olursa bedelini çok kötü ödeyeceğini söyledi. | Open Subtitles | روس} قال ايّ أحد يدير ظهره} للعملية سيدفع الثمن في النهاية |
| Fatura gönderilene kadar. Ondan sonra oturur, nasıl ödeyeceğini düşünürsün. | Open Subtitles | حتى يرسلوا لك الفاتورة و عليك أن تفكر حينها كيف ستدفع |
| İnsanların hamile bir genç kızla seks yapmak için para ödeyeceğini bilmek güzel. | Open Subtitles | من الجميل معرفة أن الناس ستدفع مقابل معاشرة فتاة صغيرة حامل |
| İşe, başka neleri ödeyeceğini konuşurken içeceğimiz içkileri ödeyerek başlayabilirsin. | Open Subtitles | يمكنك أن تبدأ بدفع أجر المشروبات وفي أثناء ذلك سنتناقش في الأشياء الأخرى التي ستدفع عنها |
| Ama genel olarak herkes gibi payına düşeni ödeyeceğini düşünüyorum. | Open Subtitles | ،لكن في الغالب أعتقد أنك ستدفع المبلغ المستحق كبقيتنا |
| Hükümetin onun için para ödeyeceğini düşünüyoruz. | Open Subtitles | نحن توقعنا بأن الحكومة ستدفع لنا مقابل تسليمه |
| Ama ödeyeceğini düşündü ve belki de öderdin. | Open Subtitles | لكنه يعتقد إنك ستدفع أو يجب عليك أن تدفع |
| ödeyeceğini biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أنك ستفي بكلمتك. |
| Eğer bize ihanet ederse bunu hayatıyla ödeyeceğini söyle. | Open Subtitles | و اشرح له, أن خيـانته لنا ستكلفه حياته. |
| Ona bunu nasıl ödeyeceğini sor. | Open Subtitles | أسألها كيف أنها كانت الأجور ستعمل لذلك. |