| Bazı hastalar için bu 100 gün ölüm kalım meselesidir. | TED | بالنسبة لبعض المرضى، هذه المئة يوم مسألة حياة أو موت. |
| Özür dilerim, beyefendi, bunun bir ölüm kalım meselesi olduğunu söylediler. | Open Subtitles | أنا آسفة يا سيدي لأن أقول أنها مسألة حياة أو موت |
| İkinci hatta biri var ve bunun ölüm kalım meselesi olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | هنالك رجل ينتظر على الخط الثاني ويقول إنها مسألة حياة أو موت |
| Yaklaşık 17 yıl boyunca bu fuarın kapıları ve arşivi içerisinde kaldım, yalnızca o hikâyeden ötürü değil fakat fuar alanında oynanan gerçek ve ırksal bir ölüm kalım dramasından ötürü. | TED | منذ ما يقرب من 17 عاماً، لقد بقي داخل البوابات وأرشيف هذا المعرض، ليس فقط بسبب تلك القصة ولكن بسبب وجود حقيقي لدراما الحياة والموت العنصرية. التي عرضت على أرض المعارض. |
| ölüm kalım meselesi olduğundan beri 300 dolar vermeye razıydım. | Open Subtitles | فقط لتعرف، كنتُ راغبة للذهاب إلى 300، منذ كان الأمر حياة وموت وكل شيء. |
| Bu bir yarış olmayacak. ölüm kalım mücadelesi olacak. | Open Subtitles | لن يكون هذا سباقاً بل نزال حتي الموت |
| Özür dilerim, beyefendi, bunun bir ölüm kalım meselesi olduğunu söylediler. | Open Subtitles | آسفه يا سيدى ، لقد قالوا إنها مسألة حياه أو موت |
| Fakat kendisini kısa süre içinde ölüm kalım ayrımında buldu. | Open Subtitles | لكنه سرعان ما وجد نفسه وسط موقف حياة أو موت |
| Çok tehlikeli bir adamı avlamaya çıkıyoruz. ölüm kalım meselesi bu. | Open Subtitles | نحن في مطاردة رجل خطير جداً، هذه أمور حياة أو موت |
| Kendileri için dikkatin ölüm kalım meselesi olduğu çok sayıda insan üzerinde çalışma yaptığım büyük bir grupta tanıştık. | TED | فلقد انتهي به الحال بالعمل ضمن فريق ضخم. يمثل الانتباه لهم مسألة حياة أو موت. |
| Elissa'nın bana sorduğu ilk soru gerçekten de bir ölüm kalım sorusuydu. | TED | السؤال الذي طرحته إليسا، كان بالفعل مسألة حياة أو موت. |
| Bu ölüm kalım meselesinin ortasında tembel tembel alışveriş yapanları izlemek gerçeküstü bir duyguydu. | TED | لقد كان مشهد المتسوقين وهم يتسكعون بجانب ما يشابه مسألة حياة أو موت لا يُصدق. |
| Sana ölüm kalım meselesi diyorum! Beni kurtarabilir! | Open Subtitles | إنها مسألة حياة أو موت المعطف سوف ينقذني |
| Bu bir ölüm kalım meselesi. | Open Subtitles | . لكن هذه مسألة حياة أو موت ماذا يهم غير ذلك ؟ |
| Yani, sabbath, bugün kuralları sadece, bir ölüm kalım meselesi söz konusuysa çiğneyebilirim. | Open Subtitles | والذي يسمح لي بخرقه فقط في حالات الحياة والموت |
| Bugün kuralları sadece bir ölüm kalım meselesiyse çiğneyebilirim. | Open Subtitles | والذي يسمح لي بخرقه فقط في حالات الحياة والموت |
| Görevde ölüm kalım meselesidir bu. | Open Subtitles | في الميدان ، يمكن أن تجعل الفارق بين الحياة والموت |
| Bize göre ölüm kalım. | Open Subtitles | بالنسبة لك هي مجرد قصة ، لكن بالنسبة لنا حياة وموت |
| Bu bir yarış olmayacak. ölüm kalım mücadelesi olacak. | Open Subtitles | لن يكون هذا سباقاً بل نزال حتي الموت |
| Bu bir ölüm kalım meselesi. Yana kay, ahbap. | Open Subtitles | إنها مسألة حياه أو موت لذا إفسح مكانا يا رفيقى |
| Para önemli değil. Bu bir ölüm kalım meselesi. | Open Subtitles | النقود لا تعني شيئا هذه مسالة حياة او موت |
| Bir de ölüm kalım meselesi dersen tam olacak. | Open Subtitles | فلتخبرني على الأقل أنّها مسألة حياةٍ أو موت |
| Olayların seyri sırasında, Yüzbaşı, ölüm kalım meselesi kararlar alırken, hiç şüphe ya da korku belirtisi gösterdi mi? | Open Subtitles | أثناء وقوع الحادث, هل أظهرت شكوك أو خوف عندما اضطرت الى اتخاذ هذهـ القرارات المصيرية |
| Bu bir ölüm kalım golfü gibi bir şey. | Open Subtitles | هذه كلعبة موت او حياة من الغولف |
| 18 yaşında olabilirsin, ufak kızım, ama açıkça görülüyor ki ölüm kalım meselelerinde kendi başına karar verebilecek durumda değilsin. | Open Subtitles | ربما تكونين في 18 من عمركِ يا صغيرتي لكنكِ لستِ مستعدة لاتخاذ قرار يخص الحياة أو الموت بنفسكِ الآن |
| Şimdi bilgisayar tarafından oynanan bir ölüm kalım oyunu olmanın nasıl bir şey olduğunu anlayacaklar. | Open Subtitles | حسناً, سيعرفون الآن كيف يبدو الأمر, بأن تكون الحياة و الموت مجرد لعبة تدار عن بعد |
| Bir ölüm kalım meselesi | Open Subtitles | حالة الفعل أو الموت |