| Yoksa çocuğun burada ölmeyeceğini binlerce yıl boyunca ölmüş olmayı dileyeceğini bil. | Open Subtitles | او,اعتقد ان الطفل لن يموت هنا لمدة الف سنه ستكون امنيته الاغلى ان يعود |
| Lanet olsun. Daha yeni oradaydım. Bugün ölmeyeceğini söylemişti. | Open Subtitles | تباً لقد كنت هناك أخبروني أنه لن يموت اليوم |
| ölmeyeceğini öngörseydi daha etkileyici olmaz mıydı? | Open Subtitles | كان بالإمكان أن يكون أكثر تأثيراً لو توقّع أنّه لن يموت |
| - Hani ölmeyeceğini söylemiştin. - Böyle ölmeyeceğim dedim. | Open Subtitles | ـ إعتقدت أنك قلت أنك لن تموت ـ قلت ان هذه ليست كيفية موتي |
| Evet, içimden bir ses açlıktan ölmeyeceğini söylüyor. Haksız mıyım şef? | Open Subtitles | ينبئني حدسي بأنك لن تموت جوعاً، أليس كذلك؟ |
| Uyandığı zaman, ona ölmeyeceğini söyleyeceğim, ve o, ölmek isteyecek. | Open Subtitles | , لذا عندما تستيقظ , سأخبرها أنها لن تموت هي فقط ستتمنى أن تموت |
| Şimdi ölemezsin. Şimdi ölmeyeceğini biliyorum. | Open Subtitles | لا يمكنك الموت الآن أعلم بأنك لا تموت الآن |
| Karısına kocasının ölmeyeceğini söyleyebilirsiniz, ama onu aldatıyor. | Open Subtitles | يمكنكم إخبار زوجته أنه لن يموت لكنه يخونها |
| Onu öldüren kişiye Gece Yarısı Koruyucusu'nun hiç ölmeyeceğini göstermek istiyordum. | Open Subtitles | اردت ان اظهر للشخص الذي قتله بان حامي الليل لن يموت ابدا |
| Ona ölmeyeceğini söyle Doktor. | Open Subtitles | أخبره بأنه لن يموت أيها الطبيب |
| Ve ölmeyecek. Bana ölmeyeceğini söyle. | Open Subtitles | ولن يموت أخبروني بأنه لن يموت |
| Bana ölmeyeceğini söyle. | Open Subtitles | ولن يموت اخبرونى انه لن يموت |
| Lütfen, bana ölmeyeceğini söyle. | Open Subtitles | أخبرني أنه لن يموت |
| Lütfen, bana ölmeyeceğini söyle. | Open Subtitles | أرجوك، أخبرني أنه لن يموت |
| Ama sana hemen ölmeyeceğini söyleyebilirim. İyi. | Open Subtitles | لكن أنا هنا ، لإخبارك أنك لن تموت حاليًا |
| Ama sonra ölmeyeceğini ya da ona benzer bir şey olmayacağını duyunca belli belirsiz bir hayal kırıklığı yaşadım. | Open Subtitles | و من ثم خاب املي كثيراً عندما سمعت انك لن تموت او اي شيء من هذا القبيل |
| Kendinize böyle bir görüntüden bakmak zorunda kaldığınız için de üzgünüm. ölmeyeceğini öğrendiğininde, çok daha komik geliyor. Sıra sende. | Open Subtitles | وانا أسف لأنك أصبحتِ من اصحاب النظارات أنه أكثر إضحاكاً عندما تكتشف أنك لن تموت استغرق 87سنة |
| Roma'nın ölmeyeceğini, dünyaya duyurun! | Open Subtitles | دعوا العالم يعرف أن روما لن تموت |
| Ev bitene dek ölmeyeceğini söyledi. | Open Subtitles | - اخبرتها ان جدتى لن تموت حتى يتم الانتهاء من بناء المنزل |
| Ama iyileşme hemen ölmeyeceğini kesinleştirince, başka çaresi olmadığını düşündü. | Open Subtitles | ثم النقاهة أصبحت تعني أنها لا تموت بالسرعة الكافية فشعر أنه ليس لديه خيار |
| Kötü huylu bir tümörden ölmeyeceğini keşfetmek birçok insanın ruhunu genellikle rahatlatır. | Open Subtitles | عادة اكتشاف انك لا تموت بسبب ورم حميد . يترك معظم الناس بروحيه عاليه . |