| Geçici heves ve ömür boyu süren tutku arasındaki tek fark, geçici hevesin biraz daha uzun sürmesidir. | Open Subtitles | إن الفرق الوحيد بين النزوة و عاطفة مدى الحياة هو أن النزوة تدوم لوقت أطول |
| Ve bu iki barbekü şerefsizi ömür boyu süren bir dostluk kurdular. | Open Subtitles | وحثالة الشواء الاثنين شكلوا صداقة مدى الحياة |
| Doğada, böylesi ömür boyu süren bağlılıklara nadir rastlanır. | Open Subtitles | في الطبيعة، من النادر تكوين مثل هذه الروابط مدى الحياة |
| Şizofreni ömür boyu süren bir hastalıktır. | Open Subtitles | . مرض إنفضام الشخصة مدى الحياة |
| Bu annenin yavrusu ile arasında ömür boyu süren bir bağ vardır. | Open Subtitles | صغير هذه الأم يرتبط بها مدى الحياة |
| Bu ömür boyu süren öğrenim gerektirmiyor, sadece... Akıl? | Open Subtitles | ...هذا لايتطلب تعلماً مدى الحياة ، فقط |