| Bilinçsiz önyargı orada, fakat bizler bunu aşmanın yollarını aramalıyız. | TED | كان التحيز اللاواعي هناك، ولكن علينا أن نعرف كيف نتجاوزه. |
| Ölçeğin bir tarafında soykırım ve diğer önyargı bazlı şiddet vardı. | TED | أشياء مثل الإبادة الجماعية وبقية العنف المرتكب بدافع التحيز. |
| Hanımlar ve beyler, nihayetinde, bu şaşkınlık ve bununla ilişkili davranışlar bilinçsiz önyargı veya örtülü önyargı denen şeyin ürünüdür. | TED | سيداتي وسادتي. في نهاية المطاف، إن هذا التفاجؤ والتصرف المرافق له نتيجة شيء يسمى التحيز اللاواعي، أو الانحياز الضمني، |
| Şunu güzelce bir göz at. önyargı olmasın lütfen. | Open Subtitles | أريد أن يحظى العمل باهتمامكم دون أي تحيز ، رجاءً |
| Uzun zamandır matematik konusunda kadınlara karşı bir önyargı vardı. | Open Subtitles | هناك تحيز ضد المرأة بالرياضيات منذ وقت طويل |
| Bugün, önyargı çirkin yüzünü göstermeyecek diye düşünürsün. | Open Subtitles | تفكر، بهذا الزمن لن يرفع الإجحاف رأسه القبيح |
| Bay Darcy'ye karşı o kadar güçlü bir önyargı var ki! Hem zaten Wickham yakında gitmiş olacak. | Open Subtitles | التحامل العام ضد السيد دارسي عنيف جدا، وويكهام سيرحل قريبا. |
| Benim de ödevim var. "Gurur ve önyargı"yı okuyoruz. | Open Subtitles | وهذا واجب منزليّ أيضاً فنحن نقرأ "كبرياء وتحيّز" |
| önyargı ırk veya cinsiyet hakkında olabilir. | TED | يمكن أن يكون التحيز ضد العرق، أو ضد الجنس. |
| Bilinçsiz önyargı alanında 1970 ve 1980'lerde cinsiyet hakkında yapılan çok meşhur deney var. | TED | وهناك تجربة شهيرة في مجال التحيز اللاواعي وذلك في مجال الجنس في السبعينات والثمانينات. |
| Hanımlar ve beyler, toplumumuzda fırsat mahrumiyeti sorunu var. Bunun nedeni özellikle bilinçsiz önyargı. | TED | سيداتي وسادتي، هناك مشكلة في مجتمعنا بسبب نقص الفرص، وخاصة بسبب التحيز اللاواعي. |
| Bize Rory'nin niçin, mülakat jürisinin önyargı sergilediği hissine kapıldığını açıklamak ister misin? | Open Subtitles | و تم طلب الإستئناف استنادا ً لوجود التحيز |
| Davadaki diğer ortağım "önyargı ve destekleyici kanıt" savunması yapmak istiyor. | Open Subtitles | المحامي المشارك معي يريد استخدام التحيز والأدلة المتراكمة |
| Dr. George önyargı ve yargı oluşumu üzerine Cambridge'de psikolojik deneyler yaptı... | Open Subtitles | دكتور جورج ديد لديه تجارب نفسيه في جامعه كامبريدج في التحيز وتشكيل الحكم |
| Zihnimi boşaltarak önyargı ve şartlanma olmadan suç mahalline bakmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | انظر لمسرح الجريمة بذهن صافى دون تحيز أو تعصب |
| FDA düzenlemesinin ikiyüzlülüğünü vurgulamada hiçbir önyargı yok. | Open Subtitles | لا يوجد تحيز في الإشارة إلى النفاق الواضح في محاولة التحايل على الهيئة |
| Ve başka bir kavramsal önyargı da var ki, ben buna onay yargısı diyeceğim. İnançlarımızı onaylayan bilgileri kabul etmeye meyilliyizdir ancak inançlarımızla çatışan bilgileri reddederiz. | TED | و هناك تحيز معرفي آخر سأسميه تحيزا اثباتيا، نحن نميل لتقبل المعلومات التي تثبت معتقداتنا و نرفض المعلومات التي نخالف معتقداتنا. |
| Anlaşıldı efendim. önyargı çok insanca bir duygu. | Open Subtitles | مفهوم، سيدى الإجحاف إنسانيُ جداً. |
| Şunun "Gurur ve önyargı" kasedime ne yaptığına bakın. | Open Subtitles | أنظري مالذي فعله ب شريط "الإجحاف والغرور". |
| önyargı, zarar, | Open Subtitles | التحيز ، التحامل |
| Herkes "Gurur ve önyargı" kitabıyla filmini karşılaştıracak. | Open Subtitles | سنقارن جميعاً كتاب "كبرياء وتحيّز" بالفيلم |
| Gurur ve önyargı 'dan nefret ettiğini sanıyordum | Open Subtitles | إعتقدت بأنك تكره الفخر والإجحاف |
| Joey, "Gurur ve önyargı" hakkında ne düşünüyorsun? | Open Subtitles | جوي .. ما رأيك بفخر جين أوستن وتحيزها ? |
| Bilişsel önyargı ile ilgili ilginç bir nokta, bu aralar pek çok kitabın konusu olması. | TED | الشيء المثير عن الانحياز الإدراكي هو أنه موضوع العديد من الكتب هذه الأيام. |
| Risk algısında birçok önyargı vardır. | TED | الآن هناك عدة من التحيزات في النظرة إلى الأخطار. |