| Günümüzün yerbilimcileri olarak bu sıra dağ üzerine olan ilgimiz, sadece onun gezegende baskın inanılmaz boyutlarından ötürü değil aynı zamanda onun dünyanın dış kabuğunun oluşumundaki rolünden kaynaklanıyor. | TED | وأهتمامنا بهذه الجبال, كما قام علماء هذا العصر, ليس بسبب ضخامة حجمها ولكن لدورها في تكوين الطبقة الخارجية للأرض. |
| Sana olan şeyden ötürü değil sadece biraz daha zamana ihtiyacımız vardı. | Open Subtitles | ليس بسبب ماحدث ليكي احنا بس عاوزين وقت اكتر |
| Yine de milyonlar bu nimetlerden mahrum, kendi hatalarından ötürü değil, ten renkleri yüzünden. | Open Subtitles | الملايين حرموا من هذه البركات ليس بسبب أخطائهم |
| Dosyalarından ötürü değil, gerçekten o olduğu için. | Open Subtitles | وليس بسبب ما تحتويه ملفاته فقط بل بشخصيته |
| Dayak yiyeceğimiz inanamıyorum. Hem de sandalyenden ötürü değil. | Open Subtitles | لا أصدق أننا سنُضرب وليس بسبب كرسيك |
| Tahmin ettiğin sebeplerden ötürü değil ama ahmak olduğum tartışılmaz. | Open Subtitles | ليس للأسباب التي قد تفكرين بها لكنّي مع ذلك أنا ساذج |
| Fakat şarkıda bahsi geçen nedenlerden ötürü değil. | Open Subtitles | ولكن ليس للأسباب التي في الأغنية.. |
| Bronşlar dallanır, dallanır, dallanır. Ve dallanmaları durur bir nedenden ötürü değil de fiziksel kısıtlar nedeniyle, ciğerde bulunan mukus nedeniyle. | TED | فروع للشُّعَبِ الهوائية، وفروع ، وفروع ثمّ تتوقّف عن التفرّع، ليس بسبب خلل ما في المبدأ، ولكن لإعتبارات فيزيائيّة، المخاط ، الذي يوجد داخل الرّئة. |
| Olan şeyden ötürü değil, sonrasında olan şeyden ötürü. | Open Subtitles | ليس بسبب ما حدث لكن بسبب ما حدث لاحقاً |
| Derin evlilik sorunlarından ötürü değil. | Open Subtitles | ليس بسبب المشاكل الزوجيّة المُتفاقمة |
| Evet ama inandırılmaya çalıştığımız nedenlerden ötürü değil. | Open Subtitles | -نعم، ولكن ليس للأسباب التي تقودنا للتصديق |