| o olmasaydı bu gece de olmazdı. Bütün övgüleri alamam. | Open Subtitles | لن تكن ممكنة بدونة لا يمكننى ان اخذ كل الفضل |
| Keşke tüm övgüleri ben alabilseydim ama ona ihanet hakkında ilk ders veren ben değildim öyle değil mi? | Open Subtitles | حسنا، أتمنى لو أستطيع أن أعيد ...الفضل إلي، لكن لم أكن الشخص الأول الذي علمها الخيانة الآن، هل كنت؟ |
| övgüleri kabul etmeden önce istediğinin bu olduğuna emin misin? | Open Subtitles | .. حسناً، قبل أن يُنسب لي الفضل في ذلك هل أنتِ متأكدة أن هذا ما ترغبين به؟ |
| Ama bizi kurtardın. Bütün övgüleri ben alacağım, tabii ki. | Open Subtitles | لكنك جعلتنا نبدو بصور جيدة سأحصل على كل الثناء بالطبع |
| Eminim ki isteseydin bu tür övgüleri her erkekten alırdın. | Open Subtitles | أنا متأكد من أنك يمكن أن يكون كان ذلك الثناء من الرجال إذا كنت قد رغب في ذلك. |
| Sadece bir gece oynadı ama övgüleri topladı. | Open Subtitles | وقد اُغلق بعد ليلة واحدة ولكن اصابها بعض المديح |
| Hayatta olmaz. O tembel piç iş bittikten sonra bütün övgüleri toplar. | Open Subtitles | لايمكن ذلك الوغد الكسول سينال كل التقدير فيما بعد |
| Orada öylece durup bütün övgüleri almasını izlemek zorunda kaldım. | Open Subtitles | وقد كان علي الوقوف هناك ومشاهدته يأخذ كل الفضل على ذلك هذا مريع , اوه , هذا ليس ملحاً |
| Orada öylece durup, benim yaptığım bir şey için övgüleri topluyorsun? | Open Subtitles | كيف تستطيع الوقوف هناك وأخذ الفضل على شيء عملته انا؟ |
| Benim yok. Tüm övgüleri ailedeki şefe söyle. | Open Subtitles | أنا لا أفعل ذلك كل الفضل يذهب لطباخ العائلة |
| Oraya gidip yine her zamanki gibi övgüleri alacaksın. | Open Subtitles | يمكنك الذهاب هناك وأخذ الفضل عليه كما تفعل عادة. |
| Neler döndüğünü anlayan sensin hâlbuki övgüleri o alacak. | Open Subtitles | سينال الفضل في حين أنّكِ أنتِ من إكتشف ما الذي كان يجري. |
| Bütün övgüleri ben hak etmiyorum tabii. | Open Subtitles | حسناً, لا يعود كل الفضل لي في هذا التخمين. |
| Bu durumda sanırım övgüleri kabul edemem. Gerçi biraz ustaca çözüm olsa da. | Open Subtitles | في هذه الحالة، الفضل ليس لي بالرغم من أن هناك شيء ما في صدري |
| Neden ne zaman iyi bir şey olsa tüm övgüleri Tanrı alıyor? | Open Subtitles | لم يحصل الله علي الثناء حينما يحدث شئ جيد؟ |
| Neden ne zaman iyi bir şey olsa tüm övgüleri Tanrı alıyor? | Open Subtitles | لم يحصل الله علي الثناء حينما يحدث شئ جيد؟ |
| Düşüncelerini, onun dosyasına eklerim sana yapılan övgüleri de dosyana ekleyeceğim gibi. | Open Subtitles | سأضع مشاعركِ الخاصة في ملفّه فضلاً عن الثناء عليكما |
| - Gösteri övüldüğünde övgüleri kim alacak? | Open Subtitles | وهذا الأسبوع عندما اُشيد بكِ لأجل العرض من تعتقديه يستحق المديح ؟ |
| Faydalı olabilir ve eskiden aldığın övgüleri hak ettiğini umut vaat eden birisi olduğunu gösterebilirsin. | Open Subtitles | يمكنك أن تكون عونـاً لنـا هنا و ترينـا أنك ما زلت تستحق كل هذا المديح و الوعود المبكرة |
| Ama övgüleri tek başıma üstlenemem. Hayır, efendim. | Open Subtitles | لكن، لا يُمكن أن أنال التقدير وحدي، لا يا سيدي |
| Eğer hastalarınızın en az yarısında başarılı olursak bütün övgüleri siz alacaksınız. | Open Subtitles | إن حققنا نصف النتائج المرضية مع مرضاك الفضلُ سيعودُ إليك |