| Öyleyse, bu artık biz ve gölde saklanan şey arasında demektir. | Open Subtitles | إذن هذا يعني أن الأمر بيننا و بين ما يختبيء في البحيرة |
| Öyleyse bu kız, yaratık hala dışarılarda bir yerlerde. | Open Subtitles | إذن هذه الفتاة ، هذا المخلوق مازالَ طلقياً في مكانٍ ما |
| Hmm, Öyleyse bu bizi parasız, kutup ayısız, vakitsiz bırakır... | Open Subtitles | إذاً, فهذا يجعلنا بلا نقود, و بلا دب قطبي, و بلا متسع من الوقت |
| Öyleyse bu yaşamak istediğin anlamına mı geliyor? | Open Subtitles | إذًا هذا يعني أنّك تريدين أن تعيشي؟ |
| "Her şey anlamsız. Öyleyse bu anlamsızlık bir son bulmalı." | Open Subtitles | "الكل لا يعني شيئا ,لذا هذا اللاشيء يجب أن ينتهي" |
| Öyleyse... bu sefer ben seni koruyacağım! | Open Subtitles | ... لذا ... لذا هذه المرة سوف أحميكي ... |
| Anlıyorum. Yeni yönetim. Öyleyse bu senin hatan. | Open Subtitles | اوه , فهمت , انها ادارة جديدة اذا هذا خطأكِ |
| Öyleyse bu, sürücünün güneş gözlüğü değil, günlük gözlüğü. | Open Subtitles | إذًا هذه النظارات ليست نظارات السائق الشمسية هذه نظارته العادية، نظارات يومية |
| Öyleyse bu ya aşk ya da muhtemelen öfke. | Open Subtitles | بعدَ أقلّ من دقيقةٍ معي إذاً فهو الحبّ أو لربّما الحنق |
| Öyleyse bu sizin imzanız, her ayın girdisinden sonra atılmış. | Open Subtitles | إذاً هذه توقيعاتك في كل مدخل |
| Öyleyse... bu kesin bilim değil, gelişiyor. | Open Subtitles | بالطبع إذن هذا ليس علماً حقيقياً بل تفسيري، أو فن إن شئتِ أن تسميه كذلك |
| Öyleyse bu bir yaratık değil. Başka bir şeyle uğraşıyoruz. | Open Subtitles | إذن هذا ليس مخلوقا نحن نتعامل مع شيء آخر |
| Öyleyse bu akademik sorumu yanıtlayabilirsiniz. | Open Subtitles | إغفرى لى إذن هذا السؤال الأكاديمى |
| - İlgilenmem gereken işler vardı. - Öyleyse bu tatil değil mi? | Open Subtitles | لدي بعض إرتباطات عمل- إذن هذه ليست إجازة؟ |
| - Tallulah, burada güvende değilsin. - Öyleyse bu benim sorunum. | Open Subtitles | تاللولاه, أنتِ لستِ بمأمن هنا - إذن هذه مشكلتي - |
| Öyleyse bu senin talihsizliğin. Elveda Rebecca. | Open Subtitles | إذاً فهذا حظك السيء، الوداع يا "ريبيكا" |
| Öyleyse bu Dedikoducu Kız'daki Max'in Empire'daki fotoğrafını açıklıyor. | Open Subtitles | إذًا هذا يفسّر صورة "فتاة النميمة" لـ(ماكس) في فندق "ذي إمباير". قابلته خارج المرآب لأعطيه بقيّة المال. |
| Öyleyse bu, hepsi benim hatam kısmı. | Open Subtitles | لذا هذا الجزءُ حيث هو هَلْ عيبي؟ |
| Öyleyse bu da işle yaramaz. | Open Subtitles | لذا هذه الطريقة أيضا لن تعمل ؟ |
| - Öyleyse bu her şeyi açıklıyor. | Open Subtitles | اذا هذا يفسر كل شيء هل هذا الشيء الذي فعل؟ |
| - Öyleyse bu kampı seçiyorum. Oley! | Open Subtitles | إذًا هذه الدورة التي أخترتها. |
| Öyleyse bu bir olta. | Open Subtitles | إذاً فهو فخ, |
| Öyleyse, bu da Yıldız Geçidi? | Open Subtitles | إذاً هذه هى بوابة النجوم ؟ |
| Öyleyse bu işte kimin parmağı olduğunu bulalım, tamam mı? | Open Subtitles | لذا دعونا نحاول استرجاع الأمر لنعرف من هن الذي فعلها بنا |
| Öyleyse bu lokavta son verelim ve bırakalım çocuklar oynasın. | Open Subtitles | أقترح إذاً أن نلغي الإغلاق التعجيزي و نترك الأولاد يلعبون |
| Öyleyse bu, rastgele bir sayfanın dil ya da bilgi içerip içermediğini söylemenin bir yolu, sembollerin anlamlarını anlamasanız bile. | Open Subtitles | اذا هذه الطريقة للإخبار إذا كان هناك شيء لغوي أو يحتوي على المعرفة ضمن صفحة عشوائية |