| Ama bu mektupların bir amacı var yıl boyunca özel hayatında yaptığın önemli şeyleri arkadaşlarına ve ailene anlatmanın bir yolu. | TED | ولكن تخدمُ هذه الرسالة هدفًا وهو أنها تخبرُ أسرتك وأصدقاءك عما قمت به من أعمال تهمك في حياتك الشخصية على مدى العام. |
| O halde babam sana da özel hayatında biraz fazla laubali olduğunu söyleyebilir. | Open Subtitles | إنك أيضاً كنت لا مبالية في حياتك الشخصية. |
| Eğer terapist, kendine aşık olan hastasının durumuyla başa çıkamaz ise, kendi özel hayatında bozulmalar başgösterir. | Open Subtitles | لو كان المعالج لا يستطيع التعامل مع الوضع حينما يغرم فيه المريض بأن ذلك يشير إلى أن حياته الخاصة تتداعى |
| Dinleyin Ajan Hotchner Charlie'nin özel hayatında birtakım sorunları olabilir. | Open Subtitles | إسمع,أيها العميل هوتشنر كان لدى تشارلي بعض المشاكل في حياته الخاصة |
| - Evet. özel hayatında eski moda masa oyunlarına düşkün. | Open Subtitles | الذي يبدو أنه يفضل ألعاب الطاولة القديمة في حياته الشخصية. |
| Senin gibi erkekleri pohpohlamayan bir kadın, ne kadar çok çalışırsa çalışsın kariyerinde de özel hayatında da çuvallar. | Open Subtitles | امرأة مثلك لا تستطيع جذب الرجال مهما عملت بجد في عملها فسيكون مجرد فشل لها سواء في حياتها المهنيه او حياتها مع الرجال |
| Halk içinde farklı özel hayatında farklı davrandığını düşünüyor musunuz? | Open Subtitles | هل تعتقد أنه كانَ يرتدى قناعاً للعامة وآخر فى الخفاء ؟ |
| O halde babam sana da özel hayatında biraz fazla laubali olduğunu söyleyebilir. | Open Subtitles | حسنا , لكان والدي يقول بأنك متهورة في حياتك الشخصية , أيضا |
| özel hayatında ya da iş hayatında hayatımın geri kalanını işlemediğim bir suç yüzünden hapiste geçirecek olmamdan daha önemli bir şey varsa bunu seni tutmaya karar verirken söylemiş olmanı tercih ederdim. | Open Subtitles | إذا هناك شيء آخر يحدث في حياتك الشخصية أو المهنية الذي هو أكثر أهمية |
| özel hayatında kötü bir şey mi yaşadın? | Open Subtitles | أحصل لك شيء في حياتك الشخصية ؟ |
| Bak, özel hayatında bir daha asla karışmayacağım. | Open Subtitles | انا لن اتدخل في حياتك الشخصية مرة اخرى |
| özel hayatında ne yaptığın beni ilgilendirmez, tamam mı? | Open Subtitles | لست مسؤولة عن حياتك الشخصية يا (كيث)... |
| İşte ve özel hayatında yalnız biri. | Open Subtitles | لقد كان وحيدًا في العمل وفي حياته الخاصة |
| Biliyor musun, söylentiye göre Lenin özel hayatında Rusya'yı eleştiriyordu. | Open Subtitles | تعلمون كان يشاع أن لينين كان ينتقد روسيا في حياته الخاصة. |
| özel hayatında olan biten, onun kendi işi. | Open Subtitles | ما يحدث في حياته الخاصة من شأنه هو |
| Chili'nin özel hayatında yaptıkları beni ilgilendirmez. | Open Subtitles | ما فعله (تشيلي) في حياته الخاصة لم يكن من شأني. |
| özel hayatında da her şey yolunda gibi. | Open Subtitles | ويبدوا أنه فعل كل شيء في حياته الشخصية أيضاً |
| - özel hayatında sorumsuzdur. Alkoliktir. | Open Subtitles | لقد كان طائشا في حياته الشخصية سكير |
| - Hacker işinde oldukça iyi ama özel hayatında o kadar da açık değil. | Open Subtitles | -هاكر) معقد جداً في وظيفته) لكنه أكثر شفافية بكثير في حياته الشخصية |
| Senin gibi erkekleri pohpohlamayan bir kadın, ne kadar çok çalışırsa çalışsın kariyerinde de özel hayatında da çuvallar. | Open Subtitles | امرأة مثلك لا تستطيع جذب الرجال مهما عملت بجد في عملها فسيكون مجرد فشل لها سواء في حياتها المهنيه او حياتها مع الرجال |
| Sence halk arasında başka, özel hayatında başka mı davranıyordu? | Open Subtitles | هل تعتقد أنه كانَ يرتدى قناعاً للعامة وآخر فى الخفاء ؟ |