| Bak, buna inanmak istiyorum. Ama hala açıklayamadığımız üç şey var: | Open Subtitles | حسناً أريد تصديق ذلك لكن ثلاثة أمور لا يمكننا شرحها : |
| Lesterland'i anlattığıma göre, şimdi görmenizi istediğim üç şey var. | TED | الآن, هناك ثلاثة أمور أريد منكم ان ترونها بعد وصفي لِلسترلاند. |
| Bakmanız ve değerlendirmeniz gereken üç şey var. | TED | هناك ثلاثة أمور يجب عليكم النظر إليها وإدراكها تماماً. |
| Bence Coca-Cola'dan öğreneceğimiz üç şey var. | TED | وأعتقد أن هناك ثلاثة أشياء يمكننا تعلمها من كوكاكولا. |
| Bir adamın yapmaması gereken üç şey var: | Open Subtitles | هناك ثلاثة أشياء يجب على المرء أن يتجنبها. |
| Özellikle ilgilendiğimiz üç şey var. | TED | وهناك ثلاثة أشياء بالتحديد نوليها الاهتمام. |
| O zaman kendi başımıza yapabileceğimiz üç şey var. | TED | هناك ثلاث أشياء لايزال بإمكاننا القيام بها كأفراد. |
| Ama şunu da anlıyorum ki bizi alıkoyan üç şey var. | TED | ولكني فهمتُ أيضًا أن هناك ثلاثة أمور تعرقلنا دومًا. |
| Avrupalı hatunlar hakkında bilmen gereken üç şey var Neil. | Open Subtitles | هناك ثلاثة أمور تحتاج لمعرفتها عن الفتيات الأوروبيات, نيل |
| Yapmayı sevdiğim üç şey var: | Open Subtitles | -حسنًا، ثمّة ثلاثة أمور أحبّذُ فعلها ألا وهي : |
| Werth Akademi'ye girmeyi hak ettiğimi gösteren üç şey var. | Open Subtitles | ثلاثة أمور تجعلني أستحق أكادمية (ويرث).. |
| Werth Akademi'ye girmeyi hak ettiğimi gösteren üç şey var. | Open Subtitles | ثلاثة أمور تجعلني أستحق أكادمية (ويرث).. |
| Gitmeden önce, sana söylemek istediğim üç şey var. | Open Subtitles | أود فقط أن أقول ثلاثة أمور |
| Werth Akademi'ye girmeyi hak ettiğimi gösteren üç şey var. | Open Subtitles | ثلاثة أمور تجعلني أستحق أكادمية (ويرث).. |
| Janey'le çıkabilmek için yapman gereken üç şey var. | Open Subtitles | هناك ثلاثة أشياء يجب أن تفعلهم لكى تكون جينى كالخاتم فى يدك |
| Güven hakkında üç şey var. | TED | هناك ثلاثة أشياء تتعلق بالثقة. |
| Yapmak istediğim üç şey var. | TED | هناك ثلاثة أشياء أريد آن أفعلها. |
| Bu konuda yapabileceğimiz üç şey var. | TED | هناك ثلاثة أشياء باستطاعتنا عملهم. |
| Ama anlaman gereken üç şey var. | Open Subtitles | ولكن هناك ثلاثة أشياء يجب أن تفهمها |
| Biliyorsunuz ki; Springfield'da hiçbir zaman kurtulamayacağımız üç şey var: | Open Subtitles | هناك ثلاثة أشياء لن نتخلص منها في (سبرنغفيلد) |
| Bununla beraber, bu konuyla ilgili güzel haberler de var, çünkü salgını geriye çevirmek mümkün ve salgını geriye çevirmek için yapılacak sadece üç şey var ve bunlardan birincisi, bulaşmanın önünü kesmektir. | TED | وهناك خبر جيد عن هذا الموضوع، رغم ذلك، لأن هناك طريقة لعكس الأوبئة، وهناك ثلاثة أشياء فقط تتم فعلها لعكس الأوبئة، والأولى من ذلك هي وقف الانتقال. |
| Konuşmamız gereken üç şey var. | Open Subtitles | ثلاث أشياء علينا التحدث بشأنها |