| Yani, Roots and Shoots programı, gençleri üç farklı projeye sokuyor. | TED | لذا، برنامج الجذور والبراعم يشمل الشباب في ثلاثة أنواع من المشاريع. |
| Ve üç farklı türdeki odayı inceledik. | TED | ونظرنا إلى ثلاثة أنواع مختلفة من الغرف. |
| Hayata üç farklı bakış açısıyla, üç farklı adam | Open Subtitles | ثلاث رجال مختلفين بثلاث رؤى مختلفة فى العالم |
| Yaranın takip ettiği yöne göre damadın en az üç farklı silahla yaralandığını söyleyebilirim. | Open Subtitles | استنادا إلى أنماط التسنين، يكاد يكون كما لو كان العريس وقد طعن مع ثلاثة أسلحة مختلفة. |
| Daha şimdiden üç farklı modelden üç tane numara aldım bile. | Open Subtitles | انا حصلت بالفعل على ثلاثة أرقام من ثلاثة عارضات ازياء مختلفين |
| Bu üç farklı yönden bahsedeyim. | TED | لذا سأتحدث عن تلك الجوانب الثلاث المختلفة. |
| Günde üç dozaj, üç farklı antipsikotik ilaçtan 25'er miligram. | Open Subtitles | 25مليجرام من ثلاث انواع مختلفة من ادوية مضادة للذهان , ثلاث مرات فى اليوم |
| üç farklı grup sırayla dünya okyanuslarının hakimi olacaktı. | Open Subtitles | ثلاث مجموعات مختلفة ، واحدة بعد الأخرى ، سوف يحكمون محيطات العالم |
| Sen üç farklı liseye gittin bunlar; Grant,Park ve Monroe. | Open Subtitles | ذهبت الى ثلاث مدارس ثانوية غرانت , دي بارك , و مونرو |
| Ve üç farklı yaşantının fonksiyonu olarak şu soruyu soruyoruz, hayattan ne kadar tatmin duyuyorsunuz? | TED | و نحن نسأل السؤال كعنصر مشترك بين ثلاثة أنواع مختلفة من الحياة, كم قدر الرضاء الذي تشعر به عن حياتك؟ |
| Gözüne üç farklı renkte far süren o berbat kadına bütün paranı kaptırdın. | Open Subtitles | وخسرتك تلك المرأة المريعة التي لديها ثلاثة أنواع ظلال عيون كل أموالك |
| Ve ayrıca... üç farklı tür kedi görebiliyorum. | Open Subtitles | التي تعطى للأطفال الذين تقل أعمارهم عن 6 وأستطيع أن أرى بوضوح ثلاثة أنواع متميزة من شعر القطط |
| Yaralara bakarsak iki ya da üç farklı hayvan diyebilirim. | Open Subtitles | ،حسناً، حسب الجراح .سأقول أنّها ثلاثة أنواع في الواقع |
| üç farklı tip hafızamız vardır. | Open Subtitles | لدينا جميعاً ثلاثة أنواع مُختلفة من الذاكرة. |
| Geçen gün üç farklı kuş sürüsü bizim eve çarptı. | Open Subtitles | ثلاثة أنواع مختلفة الأماكن من أسراب الطيور إصطدمت بمنزلنا |
| üç farklı yazar tarafından yazılmış, ve üç farklı dilde. | Open Subtitles | إنّها مكتوبة بثلاث لغات، ومن ثلاث كتاب مختلفين |
| Son buluşmamızdan sonra göğsümdeki üç farklı kasa kurşun yedim. | Open Subtitles | أتدري؟ بعد لقائنا الأخير، أصبت بثلاثة رصاصات بثلاث عضلات مختلفة في صدري |
| Ama üç farklı hapishanede tüm bu saldırıları iki dakika içinde yapmak? | Open Subtitles | لكن قتلهم بثلاث سجون مختلفة بظرف دقيقتين؟ |
| Şu ana kadar üç farklı tetikçi olduğunu ve üç olası kaçırma olayı gerçekleştiğini düşünüyoruz. | Open Subtitles | ولغاية الآن نظن انه يوجد 3 مطلقين مختلفين مع ثلاثة حالات اختطاف |
| Uzaktaki işbirlikçimiz bizim grubumuzdan birisiydi ve katılımcılarla iletişime geçmek için üç farklı teknolojiyi kullandılar. | TED | المتعاون من بعيد كان مختبر من مجموعتنا حيث استخدمو واحد من ثلاثة تكنولوجيات مختلفة للتفاعل مع المشاركين |
| Şunu bilmek istedim: Siyahi halka ait bu üç farklı grup bu tecrübeyi nasıl yönetti? | TED | وأردت أن أعرف: كيف مرت مجموعات السود الثلاث المختلفة بهذه التجربة؟ |
| Görünüşe göre doktorunuz size üç farklı sakinleştirici yazmış. | Open Subtitles | يبدو ان طبيبك وصف لك ثلاث انواع مختلفة من المهدئ |
| Yani bıçakta üç farklı parmak izi var. | Open Subtitles | إذاً هناك ثلاث مجموعات بصمات على سكينة الكيك هذه |
| Beş farklı ilkokula, üç farklı ortaokula gittin. | Open Subtitles | لقد ذهبت إلى 5 مدارس إبتدائية ثلاث مدارس إعدادية |