| Almanlar konu üretkenlik olunca dünyada tartışmasız bir üne sahipler. | TED | يملك الألمان سمعة معينة في العالم عندما يتعلق الأمر بالإنتاجية. |
| Yaban pirinçlerine dayalı bir diet sürerek üne sahip olduğunu sanmıyorum.Bu yüzden... | Open Subtitles | أنا لا أعتقد انك عندك سمعة بالحيام على حمية الرزِّ البرّيِ. لذا. |
| Üstelik Donanma iş kayıtları konusunda muazzam bir üne sahip. | Open Subtitles | والحقيقة هي أن البحرية ذات سمعة ممتازة بمعرفة ما تفعله. |
| Wace'in çevirisini okuduktan sonra başka bir Fransız şair, Chrétien de Troyes, Arthur'un öyküsünü hızla üne kavuşturan bir dizi hikaye yazdı. | TED | بعد قراءة ترجمة وايس، كتب شاعر فرنسي آخر وهو كريتيان دي تروا، سلسلةً من القصص الرومانسية أوصلت قصة آرثر إلى الشهرة. |
| Ama bir gün bu değişecek. Ben de üne kavuşacağım. | Open Subtitles | لكن يوما ما ساتغير، سأحصل على الشهرة أيضا. |
| Kuzey Afrika sahilinde, kötü üne sahip bir limanda oluşturulmuş Interzone içerisinde bir organizasyon. | Open Subtitles | منظمة قائمة على المنطقة العالمية ميناء حر سيء السمعة على الساحل الشمالي لأفريقيا |
| Ya balo kraliçesi, yalan bir üne sahip, | Open Subtitles | إما أن ملكة حفل التخرج صاحبة السمعة بالكذب |
| Doğrusunu yaptın, çünkü o büyük bir üne sahip biri. | Open Subtitles | كنت محقا في ذلك , لأنه طبيب يحظى بسمعة عظيمة |
| Her şey bu kadar üne kavuşmadan önce. | Open Subtitles | قبل ان يصبح كل شيء منمّقاً لعيناً |
| Konu hakkında endişe duyduğum tek bir şey var, o da vakıf fonundan faydalanan çocukların kötü bir üne sahip olmaları. | TED | هنالك سمة حولها تقلقني، ألا وهي أنه الآن، أطفال الصندوق الإئتماني لديهم سمعة سيئة. |
| fakir, Latin şehri: South Bronx'tan çok daha farklı olmayan bir üne sahip. | TED | فهي منطقة لاتينية فقيرة يحيطها عنف مسلح وتجارة مخدرات: سمعة لا تختلف عن جنوب برونكس |
| Burada yazılana bakılırsa, "Gülen Ejder" kendi çapında bir üne sahip. | Open Subtitles | وفقاً لهذا، التنين الضاحك لديه سمعة جيّدة |
| Ama onun üstün beyin gücü ve zorlu çalışmasıyla yaptığı banka uluslar arası üne kavuştu. | Open Subtitles | ولكن بفضل ذكائه والعمل الشاق رفع البنك إلى مؤسسة ذو سمعة دولية |
| Sence insanların gözünde kötü bir üne sahip olmam mı? | Open Subtitles | أتظنين أن هذا سيكسبني سمعة سيئة؟ أن أطلق النار على أحد |
| Bir damla bile kan dökmeden dehşetli bir üne sahip olmanın mükemmel tarifi. | Open Subtitles | أفضل طريقة لاكتساب سمعة بدون اراقة قطرة دماء واحدة |
| Bize ulusal akademik üne ve güçlü liderlik tecrübesine sahip biri gerekiyor. | Open Subtitles | نحتاج لشخص ذي سمعة جيدة في مجال التدريس وخبرة قوية في أن يكون قائداً |
| Rock peşinden parayla üne koşmadın mı beni bırakıp. | Open Subtitles | لقد ذهبت تبحث عن الشهرة والثروة بموسيقى الروك |
| Bu şubenin tarihindeki en iyi müdür ol ve böylece şu hep aradığın üne ve ölümsüzlüğe ulaşmış ol. | Open Subtitles | لتصبح أعظم مدير في تاريخ هذا الفرع ،بهذه الطريقة لتحقق الشهرة والخلود التي تطمح لها؟ |
| İyi bir üne sahip adamlar genelde pek işime yaramaz. | Open Subtitles | الرجال أصحاب السمعة الجيدة عادة لا ينفعونني |
| Orada kaybolan uçak ve gemilerle korkunç bir üne sahip. | Open Subtitles | رديئة السمعة بسبب فقدان السفن والطائرات عندها. |
| Bunu görebilmek için korkutucu üne sahip eski bir hayvanı görmeye geldim. | Open Subtitles | أتيت لأرى كيف كانت في حيوان قديم بسمعة مرعبة |
| Her şey bu kadar üne kavuşmadan önce. | Open Subtitles | قبل ان يصبح كل شيء منمّقاً لعيناً |