| Üsteğmen Şafağın yansıması saygılı bir şekilde itaat etmeyi reddediyor. | Open Subtitles | دع التسجيل يُظهِر أن الملازم الأول رفض أن يستجيب بإحترام |
| Üsteğmen Schultz yana yana savaştan çıkmanın bir yolunu arıyor. | Open Subtitles | الملازم شولتز هو محاولة مستميتة للحصول وسيلة للخروج من الحرب. |
| Patron, Üsteğmen Waters ve timini hariç tutmamız gerektiğini düşünmüyorum. | Open Subtitles | رئيس،أعتقد أننا لا يجب أن نستبعد الملازم واترز و فريقه |
| Üsteğmen, paranı istiyorsan beni kasaya kadar it. | Open Subtitles | ملازم ، إذا كنت تريد المال الخاص ، دفع لي لأكثر من آمنة. |
| 22 Ekim 2011'de, İlk Üsteğmen Ashley White, yanındaki muhafız, Christopher Horns ve Kristoffer Domeij ile öldürüldü. | TED | وفي 22 أكتوبر 2011، قُتل الملازم الأول آشلي وايت على يد الحارسين كريستوفار هورنس وكريستوفر دوميج. |
| Yoldaş Üsteğmen, topçular bana bir plak verdi. | Open Subtitles | حضرة الملازم اعطاني المدفعيون هذه التسجيلات |
| Basit bir savaş aracısın, Üsteğmen doğruluk savaşçısı değil. | Open Subtitles | أنت مجرد آلة بسيطة مِنْ الحربِ أيها الملازم. . لَيسَ محارب حقيقي مطلقاً. |
| Benim için büyük, büyük bir hayal kırıklığısın, Üsteğmen. | Open Subtitles | أنت سببت لي إحباطاً عظيم عظيم لي، أيها الملازم |
| Üsteğmen George'dan gelen bu mektubu vermeyi unutmuşum efendim. | Open Subtitles | لقد نسيت أن أعطيك هذه الرسالة من الملازم جورج, سيدي. |
| Üsteğmen, 132. S.O.C. | Open Subtitles | الملازم الأول للفرقة 132 فى اللجنة الأوليمبية الأمريكية |
| Üsteğmen Gregory olduğunu düşünüyoruz.. | Open Subtitles | كما أنه هو الملازم الثاني غريغوري من الجيش الأمريكي |
| Üsteğmen, onun kimlerle yakın olduğunu biliyor musunuz? | Open Subtitles | ,ايها الملازم هل تعرفين من كان مقربا منه ؟ |
| Üsteğmen Torres'i kaçırdılar. Onu geri getirmem lazım. | Open Subtitles | لقد قاموا باختطاف الملازم توريس و يجب أن أعيده |
| Üsteğmen Torres'i canlı olarak gören son kişi ve ellerinin her yanı yara bere içinde. | Open Subtitles | كان آخر من شاهد الملازم حياً والكدمات تملأ يده |
| Üsteğmen Torres'in öldürüldüğü yerin hemen orası. | Open Subtitles | هذا صحيح قرب المنطقة التي قتل فيها الملازم |
| - Bir mucizeye tanık olmak üzeresiniz Üsteğmen. | Open Subtitles | ماذا تعني ؟ أنتِ على وشك مشاهدة معجزة أيتها الملازم |
| Bak, ben artık Üsteğmen oldum. Daha önce yaptığım gibi kuralları çiğneyemem. | Open Subtitles | إسمعي ، أنا الآن برتبة ملازم لا يمكنني فقط أن أتجاوز القوانين كما كنت أفعل |
| - "Neptün"ün Üsteğmeni elimde! - Üsteğmen, asteğmen ne fark eder ki? | Open Subtitles | ! "أول ملازم لـ "نيبتون أول الثلاثة، من يهتمّ؟ |
| Teğmen Jones. Alay sizi Üsteğmen yapmayı uygun gördü. | Open Subtitles | لوتيننت "جونز" الكتيبه رات انه من الملائم ان تترقي الي ملازم اول |
| Pekala, bana Üsteğmen Gabriela Flores'i sormuştun. | Open Subtitles | -حسناً . حسناً، لقد سألتني عن الملازمة الاولى (غابرييلا فلوريس)، |
| Üsteğmen Burk, lütfen Bay Castillo'yu tutuklayın ve onu James'e nakletmek için hazırlayın. | Open Subtitles | اللفتنانت بيرك، يرجى إلقاء القبض على السيد كاستيلو وتهيئته للنقل إلى الوراء إلى جيمس . بكل سرور، سيدي. |
| - Tüm kayıtlara göre Yüzbaşı Joseph Westcott'la Üsteğmen Michael Torres birbirlerine çok yakınlarmış. | Open Subtitles | الخلفية - بكل تأكيد - " القائد " جوزيف ويستكوت والملازم " مايكل توريز " كانوا مقربين |