| Masum, savunmasız bir halde üzerlerine gelen felaketten habersiz dönüşümü bekliyorlardı. | Open Subtitles | معرضين للهجوم، غير مرتابين منتظرين عودتى، فقط ليقابَلوا باللعنات تتهاوى عليهم |
| Sadece, üzerlerine bir kaç rasgele atış yaptık diye, öçlerini almak için hava saldırısı düzenlemek zorunda mılar? | Open Subtitles | لمجرد أننا أطلقنا عليهم النار بكثافة، قاموا بإرسال غاراتهم الجوية. |
| Aziz Anthony, Aziz John, Aziz Cosma ve Aziz Damiano Cemaatleri, hepsi reddetti ve vebali onların üzerlerine. | Open Subtitles | جمعية سانت أنطونيو كذلك سانت جون وسانت كوزميا وسانت دامينو الكل رفض والان المسؤولية يجب ان تكون عليهم أنه يتيم بلا أم |
| Ve intikamımı üzerlerine saldığımda benim Tanrı olduğumu anlayacaklar. | Open Subtitles | وسوف تعرف .. أن أسمي هو السيد عندما اصب غضبي عليهم |
| Sonsuz nur üzerlerine yağsın. Huzur içinde yatsınlar. Amen. | Open Subtitles | ودع ضوئاً يضيء دائماً فوقهم ليرتاحوا بسلام، آمين |
| üzerlerine mikrofon yerleştirmek için bir sarhoş bulursun. Daha önce de dinlenmeye kalkışılmıştı. | Open Subtitles | نجعل شخصا مخمورا يزرع عليهما أجهزة التنصت |
| üzerlerine bu nükleer serpintinin bir kısmı yağdı ve olan bitene dair bilgileri yoktu ayrıca çok uzaktaydılar. | Open Subtitles | وعندما تساقط عليهم بعض من هذا الغبار الذري في وقت لم يكن لديهم أيه معلومات عن ماهية ذلك |
| Yerlerini tespit edip Tanrı'nın gazabı gibi üzerlerine çökeceğiz. | Open Subtitles | سأقوم بتشكيل قوة مهمات وسنستطيع تحديد مكانهـم وننقض عليهم مثل الجحيم |
| Şişirip patlatırız, üzerlerine suratlar çizeriz-- çocuklar saatlerce eğlenir. | Open Subtitles | سنقوم بنفخهم، ورسم الوجوه عليهم سيُسلي هذا الأطفال لساعات |
| Hayır, hayır, sadece gözlerini çıkardınız, dişlerini ve tırnaklarını söktünüz ve üzerlerine işediniz. | Open Subtitles | أنت فقط كنت تقتلع عيون الناس وأسنانهم وأظافرهم و تبول عليهم لقد أنقذ حياتك |
| Ne, üzerlerine koku bombası mı atacaksın? | Open Subtitles | ماذا، هل ستقذف عليهم قنبلة نتنة الرائحه؟ |
| üzerlerine ateş ettiğinde Çoğalıcılar ayrılıp düşüyorlar. | Open Subtitles | و الريبليكيتورز حرفيا يتفككون أمامك بمجرد إطلاق النار عليهم |
| Gelirlerse üzerlerine Atiye'yi salarım canlarına okur. | Open Subtitles | إن ظهروا، سأطلق عليهم عطية لتريهم الجحيم |
| Korkmalılar da çünkü üzerlerine patlarım. | Open Subtitles | ويجب عليهم ان يخافوا والا سأخرج غضبي عليهم |
| "Altın, elmas ve yakutlar. Ayaklarınla üzerlerine basabileceksin. " | Open Subtitles | 'والذهب والماس والياقوت حتى القدمين يمكن ان يتازم عليهم |
| İtfaiyeciler böyle adlandırıyor. Alev alev yanan bir göktaşı gibi üzerlerine düşmüş ve olan şiddetiyle ön cama çarpmış. | Open Subtitles | جاء تحلق عليهم مثل بعض النيازك المشتعلة، |
| Somon balığını üzerlerine salacağımı söyledim. | Open Subtitles | لقد اخبرتهــم اني سأفلت عليهم سمك السلمون |
| üzerlerine basarsan bir şey olmaz, biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | تعرف انه لن يحصل شيء ان خطوت عليهم صحيح؟ |
| Benim dönüşümü beklerken üzerlerine yığılacak lanetle karşılaşacaklardı. | Open Subtitles | منتظرين عودتى فقط ليقابَلوا باللعنات تتهاوى عليهم |
| Kayıp adamların son görüldükleri yer orası. Çökme, altı kat betonu tam üzerlerine düşürdü. | Open Subtitles | هذا آخر مكان شوهدّ به الرجال المفقودين حيث تسبب الإنهيار فى هدم ستة طوابق فوقهم. |
| Sabit olmayan bir konserve kolonu üzerlerine yıkılmış. | Open Subtitles | كان هنالك هرم معلبات غير ثابت وانهار عليهما |
| Mevcut olan tüm benzini üzerlerine döktük. | Open Subtitles | ثم صببنا ما كان متاحاً من وقود فوقهما |
| Planım üzerlerine fazla gitmemekti. Eşleri değiştirmek ister misin? | Open Subtitles | خطتي كانت الترفق بهم هل ترغبين رفع حدتها؟ |
| üzerlerine git. | Open Subtitles | أصبحْ صحيحاً على ' em. |
| İşaret bırakmak için üzerlerine özel kokulu bir sprey sıkıyoruz. | Open Subtitles | ثمّ الآن لمعاينة الملاحظات نضعها مع محلول معطّر |